Esnaf Lokantası, Murat Şahin’in ikinci basımı İthaki Yayınları arasından çıkan kitabının adı. İlk basımı da okurlar tarafından ilgiyle karşılanıp okunmuş, sevilmişti. Sevilmişti, çünkü Murat Şahin’in anlattığı mahalle yaşamı giderek yok olurken beri yandan özleniyordu da… Okurlarında sokaklarda ya da boş arsalarda top oynadıkları, yazlık sinemalara gittikleri o güzel zamanları hatırlatıyordu. Mahalle arkadaşlarıyla top oynarken komşu teyzenin camları kırılır, bakkal amcadan veresiye “çukulata” alınır, yaz akşamları arkadaşlarla bir olup şehrin caddelerinde avarelik yapılır filan.

Murat Şahin 1977 Gültepe doğumlu bir kitap emekçisi ve yazar. Şimdi ne haldedir bilinmez ama onun çocukluğunun geçtiği yıllarda Gültepe özellikle işçi sınıfının yoğun yaşadığı bir semtti. İş çıkışı Şark Sanayii’nden, tütün depolarından, sanayi çarşılarından kopup gelen işçilerin servisleri, Gültepe’nin yokuşundan çıkar ve dolmuş durağının az ötesindeki küçük meydanda dururdu. Gültepe’nin bakkalından tutun berberine, terzisinden kokoreççisine, hepsi o meydana bakardı.

Bu satırların yazanın da Manisa’ya bağlı küçük bir kasabada 45 yıl esnaf lokantası işleten babasının yanında büyüdüğünü, onun (içkili) lokantasında garsonluk yaptığını bilmeniz o kadar önemli mi, bilmiyorum ama kitaba yaklaşımımın bir miktar öznellik de taşıdığını kabul etmenizi, hoş görmenizi diliyorum.

Yazar, kitaba adını veren öyküsünü Yusuf Atılgan’ın yakın arkadaşı İhsan Bayram’a adamış. Öykü, İhsan Bayram’la Yusuf Atılgan arasında geçiyor aslında. Yusuf Atılgan’ın gençlerden futbol takımı kurması, İhsan Bayram’la ülke sorunları hakkında konuşması, Atılgan’ın kasabada “komünist” damgasıyla dışlanmaya çalışılması...

512a16a9-67ea-440e-a271-5d96ff590196

Kitapta yer alan on sekiz öykü de insanın ruhunda şöyle bir dalgalanıp hüzünlendiriyor. Sözgelimi, Baston ile Bir Çift Terlik öyküleri okurunu sevgi ve değişen değerler üzerine düşündürüyor. Ama beni daha çok ilgilendiren ve üstünde durmak istediğim özelliği, Murat Şahin’in öykü kahramanlarının sahiciliği… Şahin onların dilini, nerede nasıl davrandığını, gündelik ilişkileri içinde hangi sözcükleri kullandığını, hayata nereden baktıklarını çok iyi aktarmış. Çünkü tanıdığı, bildiği hayatları yazmış; entelektüel yalnızlıkları içinde cinsel açlıklarıyla baş başa kalıp bunalıma düşmüş küçük burjuvalar ya da halktan kopuk aristokratlar onun öykülerinde yer bulmuyor. Şahin, biz şanslıydık, diyor. Biz sokakların son çocuklarıydık, diyor. Başka mahalledeki çocuklarla gazozuna mahalle maçları yapmak, sevdikleriyle kan kardeşi olmak, arada kavga etmek, bahçeli komşu evlerin bahçelerinden erik, incir, dut aşırmak, akşamları yazlık sinemalara gidip kavgalı-dövüşlü filmler seyretmek… Budur onların hayatı.

Bence siz Alsancak’a Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki Penguen Kitabevi'ne gidin. Kitabın yazarı oradadır. Kim bilir, belki size bir çay bile ısmarlar. Çünkü o, bir sokak çocuğudur, Gültepe’nin ter kokan sokaklarından gelmiştir.