Ege Üniversitesi Rektörlüğü, yemek ücretlerine yüzde 250’yi geçen zam yaptı. 6 lira 50 kuruş olan yemek fiyatı 20 liraya yükseldi. Üç öğün yemek ücretinin burs masrafını karşılamaya yetmeyeceğini ifade eden öğrenciler ise eylem yaptı.

Hatırlanacak olursa Ekmek ve Gül dergisinin Eylül 2022’de başlattığı “Okullarda 1 öğün, ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyası sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı 2022-2023 eğitim döneminin ikinci yarısında okul öncesine ücretsiz yemek verilmesine karar vermek zorunda kalmıştı. Ancak yeni öğretim yılıyla birlikte kazanılan bu hak öğrencilerin elinden alınarak, 11 deprem bölgesiyle sınırlandırıldı. Ancak kazanılan hakkın yeniden kazanılması için eylemler devam ediyor. 

Talep ve eylemler açıkça gösteriyor ki, her geçen gün sağlıklı besine ulaşmak yani hayatta kalmak üzere çaba harcanıyor. İşçiler, emekçiler ve çocuklar için yaşamanın koşulları her geçen gün zorlaşıyor. “Enflasyonu dengede tutacağız”, “halkı ezdirmeyeceğiz” ifadelerinin yalandan ibaret olduğu açık biçimde görülüyor. Sıklıkla ifade edildiği gibi ülke ekonomisi çıkmaza sürüklendikçe faturası işçi ve emekçilere ödetilmeye çalışılıyor.  

Tam böylesi bir dönemde Gebze'de petro-kimya işçileri öncülüğünde, “Zamlar geri alınsın, ücretler artırılsın, vergide adalet sağlansın” talebiyle bugün sokağa iniliyor. İşçiler son üç dört yıllık süreçte yağmur gibi artan zamlarla birlikte birikimlerini de kaybettiğine dikkat çekiyor. Her ne kadar hükümet cephesinden “halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz” naraları atılsa da işçi ve emekçiler enflasyon ve uygulanan ekonomi politikaları altında ezim ezim eziliyor! 4 yılda emeğin milli gelirden aldığı payın yüzde 38’den yüzde 25’e düştüğü, sermayenin aldığı payın ise yüzde 44’ten yüzde 57’ye çıktığı düşünülürse; işçi ve emekçilerin belinin neden büküldüğü, sermaye için ise ekonominin rayına neden girmeye başladığı daha iyi anlaşılıyor. 

Bunca yoksulluk ve açlık yetmiyor gibi eylül başında açıklanan Orta Vadeli Program-OVP ile işçi ve emekçilerin hakları yeniden hedef tahtasına konuluyor. İstihdamda esnekleşme hedefinin yanı sıra işverenlerin de katkı koyduğu bir yeni fon ile ikinci basamak emeklilik sistemi oluşturulmak isteniyor. Ve fakat biliniyor ki bu ülkede oluşturulan fonların adı işçi ve emekçilere garanti sunacak biçimde formüle edilirken, kendisi sermayenin ihtiyacını karşılayacak kasa olarak inşa ediliyor. Bu fon ve kurulacak sistem ile yıllardır işçi ve emekçilerin hedef tahtasına oturtulan kıdem tazminatı hakkının elinden almak niyeti biraz irdeleyince gün gibi ortaya çıkıyor. 

Ege Üniversitesi öğrencilerinin protestosu, “okullarda 1 öğün, ücretsiz, sağlıklı yemek” talebiyle devam ettirilen eylemler ve Gebze petro kimya işçilerinin bugün yapacağı eylem doğrudan birbirini besliyor. İşçiler, emekçiler ve öğrenciler farklı meydanlarda eylem yapıyor olsa da talepleri ve mücadeleleri ile hedefleri açısından ortaklaşıyor. Ve yine biliniyor ki, ekonomik sorunlar temeli üzerinden lokal eylemler bu dönem ciddi artış gösteriyor. 

Halkın geniş kesimlerini sarıp sarmalayan huzursuzluk, artması olası baskı ve saldırılar işçi ve emekçilerin çıkış yolu için ortak hareket etmesinden başka yol bırakmıyor. Elbette “bu eylemler birleşmeli” demek kolay olsa da bu birliği inşa etmek hayli zor oluyor. Bunun için sosyalist partiler başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerinin atacağı adımlar belirleyici görünüyor. Lokal eylemler kendisi ile sınırlı kaldığı müddetçe saldırıları püskürtme şansı dahi görünmüyor. Farklı kesimlerin bir araya gelmesi, tartışması ve birlikte yol inşa etmeleri için atılacak adımlar dönemin zorluklarını karşı çıkmanın tek yolu görünüyor.