İBB’ nin Gediz Havzası gösterisi etkili oldu. Artık İzmir kamuoyu çevreci bir başkana sahip olmakla daha mutlu, daha umutludur. Ya öyle değil de diğerleri gibi algı operasyonuysa? Kamuoyunu yedeğe alarak yapılacak çevre kıyımının perdelemesiyse?
Örneklerini yaşadık. Kültürpark Arama Konferansı'nda neler talep edildi, kayıt altına alındı ve neler yapıldı. Kültürpark ne hâlde!
Önyargılı olmadan, araştırıp irdeleyerek yöneticileri izlemeliyiz. Bizim partidense her yaptığı iyidir, olumludur anlayışını terk etmeliyiz. Sorgulamalıyız. Ne dedi ne yaptı? Ne diyor, ne amaçlıyor?
İBB Başkanının bugüne kadar söyledikleriyle yaptıklarını görünce Gediz Havzası için yaptığı gösteriyi hayra yoramadım. Tüm arkadaşlarım bunun için bana tepki gösterdiler.
O zaman ben yargımı oluşturan verileri belirtmeliyim:
“Gediz Havzası Ekosistemini, Gediz Nehri, Gediz Nehri Havzası, Gediz Deltası ya da Gediz Deltası Sulak Alanı, İzmir Körfezi” olarak ele almak gerekir.
Gediz Ekosistemi sorunları olarak; yeraltı ve yer üstü su varlığının yoğun bir şekilde talan edilip kirletilmesi; verimli tarım topraklarının kirletilmeleri, imara açılmalar nedeniyle azaltılması ve tuzlanması; ekosistemdeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin çevre kirliliğinden olumsuz bir şekilde etkilenmesi, doğal hayvan ve bitki varlıklarının zararlar görmeleri ve toplum sağlığının da bundan olumsuz yönde etkilenmesi olarak sayılabilir.
Şimdi, sevgili dostum Ali Rıza Avcan’ dan alıntılarıma devam edeyim:
“Gediz Ekosistemi’nden sorumlu kurum ve kuruluşlar olarak:
1) Tarım ve Orman Bakanlığı: (Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Hayvancılık Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Su Enstitüsü, Orman Genel Müdürlüğü, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu),
2) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: (Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Koruma Kurulu Müdürlükleri),
3) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: (Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü),
4) Sağlık Bakanlığı: (Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü),
5) İl valilikleri: Kütahya, Manisa, Aydın, Uşak, Denizli ve İzmir valilikleri,
6) Büyükşehir Belediyeleri: Aydın, İzmir ve Manisa Büyükşehir Belediyeleri,
7) Gediz Ekosistemi içinde yer alan 22 adet ilçe belediyesi: Manisa/Ahmetli, Akhisar, Alaşehir, Demirci, Gölmarmara, Gördes, Köprübaşı, Kula, Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı, Şehzadeler, Selendi, Turgutlu, Yunus Emre, İzmir/Foça, Menemen, Çiğli, Kemalpaşa, Kütahya/Gediz, Şaphane ve Pazarlar,
8) Organize Sanayi Bölgeleri: Çiğli Atatürk, Kemalpaşa, Bağyurdu, Turgutlu, Manisa, Akhisar, Menemen, Kula, Demirci Organize Sanayi Bölgeleri.
Sevgili Ali Rıza Avcan, Gediz Ekosistemi ile ilgili olarak yapılan araştırma ve planlama çalışmalarını ise şu şekilde sıralamış:
“1) Gediz Havzası Koruma Eylem Planı, 2015,
2) Gediz Nehir Havzası Yönetim Planı, Kasım 2018,
3) Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi, Ağustos 2015,
4) Gediz Havzası Hassas Su Kütleleri İyileştirme Eylem Planı, 2015,
5) Gediz Havzası Nehir Havza Yönetim Planın Yeraltı Suları Veritabanı, Kasım 2018,
6) Gediz Nehri Havza Yönetim Planı Yerüstü Suları Veritabanı, Kasım 2018,
7) Gediz Deltası Sulak Alan Yönetim Planı, Mart 2007.”
Bunca kurum kuruluş bunca yıl yapılmış göstermelik çalışmalarla elbette sorun çözülemezdi ve çözülmeyecektir de.
Kula- Sandal- Gökçeören- Esenyurt çerçeveli 237 ha.’ lık alanda, İtalyan şirketine tehlikeli atık geri dönüşüm tesisi kuruluş ve işletme izini vermek! Şirketin adı da bir hoş. Sürdürülebilir Ekolojinin kısaltılmışı: SÜREKO! Neler arıtılıyor, neler ayrıştırılıyor, neler geri dönüştürülüyor bu İtalyan şirketince? İtalyanlar ayrıca çimento fabrikalarımızı da satın aldılar ve tehlikeli atık yakıyorlar. Ekolojinin sürdürülebilirliği sağlanıyor böylece...
Demem o ki ne merkezi yönetimlerin ne de yerel yönetimlerin ekolojimizi koruma konusunda cesaretleri ve niyetleri yoktur! Ülke ekolojik emperyalizmin pençesine düşmüş, ekolojisini satarak ve yağmalatarak yaşamaya çalışıyorken hele...
Bu Gediz Havzası gösterisi de Çeşme Yarımadası yağma ve talanı, İnciraltı’ nın imara açılması, Körfez Geçiş Projesi, Kemeraltı’ nın soylulaştırarak yağmalanması, hele hele Kültürpark’ ın sermayeye teslim edilmesi gibi sorunları perdelemek amacını taşıyor olabilir. Öyle ya İBB Başkanı çevrecidir hem de öyle bir çevreci ki, görev, yetki ve sorumluluğunda olmayan alanlardaki ekolojik sorunlara el atmaktadır!