Siz hiçbir hayvan için Fatiha okudunuz mu? Biz İzmirliler Bahadır’ın mezarına her uğrayışımızda mutlaka okuruz. Pak Bahadır İzmir’in İzmirlilerin fili. Kaç nesil onunla büyüdü. 2007’de kaybettik Bahadır’ımızı. Umarım sonunda özgürlüğüne kavuşmuş ve bir sürü dişi fil etrafını sarmış dans ediyordur.
Çünkü 6 yaşında Pakistan’dan İzmir’e gelen Bahadır hiç dişi fil görmedi. Sözüm ona arkadaş olarak getirdikleri Begümcan’ı bile, Begümcan ufak tefek olduğundan Bahadırcığım ona zarar verir diye, ona göstermediler. En doğal gereksinimi olan çiftleşmeyi, yaşadığı 59 yıl boyunca yerine getiremedi O.
Bundan üç yıl önce Sibirya buzullarında hücreleri korunmuş halde bir mamut bulundu. Ve tartışma başlamıştı klonlansın mı, klonlanmasın mı? diye. Karşı cinsiyetinin olmaması ve yalnız kalacağı nedeniyle klonlanmasının etik olmayacağına karar verilmişti.
Şimdi soruyorum size, şu an nesli tükenmemişler ne yapsın? Onları eşsiz yıllar boyu beton zemin ve dar bir alanda işkenceye maruz bırakıyoruz ama. Bu etik midir? Bahadır fuardaki hayvanat bahçesinde 53 yıl boyunca bir beton zeminde, dar bir alanda eşsiz yaşadı. Bahadırın ölüm nedeni dolaşım sorunları ve eklemlerindeki enfeksiyon… Hepimiz biliyoruz ki bu hastalıkların sebebi hareketsizlik. Doktorlar ne diyor bize? ‘Eğer günde 10bin adım atmazsanız kalp ve dolaşım sorunlarınız başlar.’ Bahadır nasıl atacaktı ihtiyacı olan adımı?
Bundan birkaç gün önce Amerika’nın Cincinati kenti hayvanat bahçesinde çok acı bir olay yaşandı. 17 yaşındaki Harambe isimli genç goril hayvanat bahçesi yetkilileri tarafından öldürüldü. Sebep Harambe’nin bulunduğu hendeğe düşen 4 yaşındaki çocuğa zarar verebilme ihtimaliydi. Halbu ki görüntüleri de seyrettik. Su akıntısının olduğu yerde çocuğu ayağa kaldırmaya çalışarak boğulmasını önlemeye çalışıyordu zavallıcık. Var mı senin kadar cani bir hayvan türü ey insanoğlu? Yok. Sen al Harambe’yi özgür doğasından kopar onu hapset. Bu da yetmiyormuş gibi türünden birinin sorumsuzca davranışından ötürü ( çocuğun ailesinden bahsediyorum) bir de onu öldür. Hayvanlara bu hayvanat bahçelerinde, sirklerde yapılan zulmün sorumlusu kimdir?
Bunu sorumlusu ben, ailem ve hayvanlar üzerinden kazanılan para hırsı. Eğer ben çocukken Bahadırı ve maymunları görmek için ısrar etmeseydim. Ailem çocuğumuz mutlu olsun diye para vererek beni hayvanat bahçesine götürmeselerdi. Bunun üzerinden kazanacakları paraları birileri ellerini ovuşturarak düşünmeseydi vesaire vesaire... O zaman bu hayvanlar kafeslere kapatılmayacak işkencenin değil özgür yaşamın tadına varacaklardı. Kim bilir kaç nesil boyu binlerce insan kaç kez bahadırı görmeye gitmiştir? Hesaplanamayacak kadar çok.
Bahadır’ın özgürlüğüne kavuşması için yürütülen kampanyaya 5bine yakın kişinin destek verdiğini biliyor musunuz? Biz Bahadırı çok sevdik. Sevdik te iyi mi yaptık kötü mü? Her birimizin anıları var onunla. Sıcakladığında bakıcısı Bahattin abinin onu sulaması için yandaki küçük kulübeye hortumuyla vuruşu, ortalığı ayağa kaldırışı, hortumuyla yüzümüze üflemesi. Hatta derler ki Bahadır anarşistmiş. Neden mi? 80 darbesinden sonra üniformalı kimi görse su püskürtürmüş. Büyüklerimin yalancısıyım. O bizim mutluluğumuzdu, eğlencemizdi. Ama biz eğlenelim diye 54 yıl boyunca çekmediği işkence kalmadı. Tamam Bahattin abi ona 28 yıl boyunca çok iyi baktı. Onun en yakın dostu oldu. Onların dostlukları dillere destan… Fakat bir düşünün; 54 yıl boyunca bir hücredesiniz hücrede 54 yıl ve hareketsiz. Başında çok merhametli, sana üç öğün yemek veren bir gardiyan olmuş olmamış ne fark eder?
Bahadır öldüğünde arkasından çok ağladık ama bir taraftan da sevindik. Çünkü artık Bahadırın o ağrılardan kurtulmasının, o hepimizin çok istediği özgürlüğüne kavuşmasının tek yolu bu olmuştu.
Ey insanlık; sana sesleniyorum bunu yapma, buna hakkın yok!
Ey Bahadır; şimdi de sana sesleniyorum: Duy beni. Biz sana çok çektirdik, özür dileriz. Dileğim ışıklar içinde, orada aşık olduğun dişi bir filin yanında uyuman.