Çıkarın Pikapları, herhangi bir plak koyun dönsün…
Ya da dedemin dediği gibi ‘Evlat tıngırdat şu zımbırtıyı.’ Dedi mi durur muyum? Hemen plakların olduğu büyük kutuyu büfenin üzerinden indiririm. En sevdiğim plağı koyup tam çalmaya başlarken dedem, “Evlat o değil o değil diğerini koy, efkâr dağıtacağız bu gece” derdi. Evin tüm duvarları hüzünle kaplanır çilingir sofrasının sohbetine bir ses daha eklenir, ‘Şimdi uzaklardasın / gönül hicranla doldu / hiç ayrılamam derken / kavuşmak hayal oldu.’ Ses odanın içinden bahçeye oradan sokağa yayılıyordu. Tüm mahalle hüzünlü bir bulutun içinde kayboluyordu. Biraz sonra kapı çalınıyor sofra gelen komşuların eşliğiyle büyüyor çoğalıyordu. Dedem plak bittikçe zaman içerisinde yuvarlayarak söylediği (Ben gülmekten değiştiremezdim) Eblat devişdir… Cümlesi hâlâ kulaklarımdadır.
Zeki Müren’i bu kadar sevmemin nedeni dedemdir. O yaşlarda benim kadar Zeki Müren şarkısı bilen çocuk yoktur. Bütün bunları aklıma getiren Murat Meriç’in hazırladığı “Hayat Dudaklarda Mey / Anason İşler Yayınevi” kitabın alt başlığı “Memleketin anason kokan şarkıları” kitap Zeki Müren ile başlıyor. İlk filmi Beklenen Şarkı hem film hem de şarkı olarak çok büyük bir ilgi görmüş. Daha sonra “O zenginse ben de bir sanatkârım” dediği Son Beste filmiyle sinema salonlarını doldur. Manolyan şarkısı burada daha da beğenilir.
Zeki Müren isminin duyulmaya, bir yıldız gibi parlamaya başladığı yıllarda İzmir Enternasyonal Fuar’ının konukları arasında olacaktır. İki arkadaş Fuar’da gazino açmak için dönemin belediye başkanından izin alırlar. İnşaat devam ederken bir yandan da zamanın en çok tanınan sanatçısını gazinolarına davet etmek için aramalara başlarlar. Bir arkadaşları Zeki Müren’i önerir bağlantı kurup kendisini ikna ederler. Bir ay süren bir anlaşma yaparlar, şaşırdınız mı? Önceleri bir ay süren Fuar 20 Ağustos 20 Eylül tarihleri arasında halkın ziyaretine açıktı. 1979 ve 1986 yılında yirmi güne 2004’te ise on güne indirildi.
Açılış yaklaşmakta, gazinonun yapımı devam etmektedir. Zeki Müren birkaç gün önce İzmir’e gelir. Çok büyük bir kalabalık kendisini karşılar. Otele gitmek için araca binerler Zeki Müren otelde kalmak istemez hemen Göztepe’de bir ev kiralanır. Zeki Müren sahneye çıkacağı yeri görmeye gider fakat daha ismi bile olmayan gazinoyu gezer. Kendisine sahne alacağı akşama kadar her şeyin tamamlanacağı söylenir.
“Buranın ismi nedir?” Daha isim konulmamıştır. Kısa bir sessizlikten sonra,
“Efendim benim çok güzel bir şarkım var. O şarkıdan esinlenerek ismini Manolya koyalım” der. Her İzmir’e geldiğinde Zeki Müren’in sahne aldığı Manolya Bahçesi bu şekilde doğmuş olur. İzmir Fuarına kimler gelmezdi ki; Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Gönül Yazar, birçok sinema aktör ve aktris sahnelerde boy gösterirdi.
Murat Meriç’in yazdığı kitapta Zeki Müren’den Erkin Koray’a, Alpay’dan Hakkı Bulut’a, Selahattin Pınar’dan Duman’a onlarca isim anılıyor. Ankara Rüzgârı’ndan Kadınım’a, Karadır Kaşların’dan Paramparça’ya ve yeni nesil şarkılara, türkülere ve hikâyelerine yer veriyor. Bir solukta okunan, ufuk açan, (Bakın kitabın bir sayfası beni nerelere götürdü) merak ettiren bir kitap, bu yazıyı okuduktan sonra “Şimdi Uzaklardasın, Beklenen Şarkı, Manolyam, Bir Demet Yasemen, İşte benim Zeki Müren” şarkılarını dinlemenizi öneririm. Kahır Mektubu’nu da yazmak isterdim ama yarım saatlik bu şarkı çilingir sofrası hazırlanmadan içilmez, pardon dinlenmez…
İzmir Enternasyonal Fuarı’nda Zeki Müren Manolya gazinosunda sahne alırken dedem mutlaka onu dinlemeye gidermiş.
Eski nezaket, eski sofralar, eski insanlar, “Canım Egeme Saygımla Geldim” diyen Zeki Müren yok artık. Takvim yapraklarımı yazmadığımı bilirsiniz, bugün Zeki Müren’i Sanat Güneşimizi hatırlatmak istedim.
Ahhhhhh bir kitap beni nerelere götürdü. Bakalım sizi nerelere, kimlere götürecek.
Dedemin yürekten söylediği bir Zeki Müren parçası vardı; Sen benim eski değil eskimeyen dostumsun. Anladınız siz onu…