Covid-19 ile birlikte şunu anlamış bulunuyoruz ki devletimizin zor günler için kenara koymuş olduğu bir para bir yatırım yokmuş… Her ne kadar sokağa çıkma yasağının devam etmesi gerekse de ekonomik durumumuz maalesef yasağın uzamasına müsaade etmedi. Ve yasaklar kalkar kalkmaz vatandaşlarımız ne yazık ki sahil kenarlarına ve parklara, çimlere kendilerini attılar. Umarım ikinci dalga için gerekli önlemleri alabiliriz. Fakat ben Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’yı tebrik etmek istiyorum… Bu kadar zor şartlarda bu işin gerekliliğini imkanlar dahilinde yerine getirmeyi başardı. Tüm uyarılarını, alınması gereken tedbirleri, sokağa çıkma yasağının daha çok önceden yapılması gerektiğini anlatmaya çalıştı. Bilim kuruluyla beraber vermiş olduğu mücadeleyi alkışlıyorum. Tabii ki bu uyarıların bir kısmını gerçekleştirebilen hükümet Fahrettin Koca kadar başarılı değildi. Ekonomik çıkmazı gizlemeye çalışan hükümet için Covid-19 tamamen bir kabustu! Ayrıca tam da askeri operasyonların devam ettiği bu süreçte ekonomik planlamanın aksadığı ve seçimlerde kaybedilen belediyelerin geri alınması noktasındaki yanlış hamleleri, bağışların yasaklanması, yardımların geri çektirilmesi doğru hamleler değildi. Bu dönemde sınıfta kalan bir hükümet ve sınıfı geçen bir Bakan ve Bilim Kurulu vardı. Burada bir noktaya daha değinmek istiyorum; muhalif olmak demek sürekli olarak eleştirmek yerden yere vurmak demek değildir. Takdir etmek de çok doğru bir muhalif şekildir… Sırf muhalif olduğun için doğru yapılan bir şeyi eleştirmek bir yerden sonra hem halkı kızdırır hem de sizi yorar. Muhalefet grubunun bence biraz da bunu dikkate alması gerek diye düşünüyorum.
Diğer konu da kültür sanat kurulunun Covid-19 sürecinde kapalı olan tiyatrolar ve kültür merkezlerine yapacağı destekte. Dört gözle beklemekteyim zira Ajda Pekkan konserine yatırmış olduğu milyonlarca liralık masrafı es geçmeyeceğim. Sahnelerini kapatmış olan tiyatroların yeniden toparlanması için bir bütçe vardır diye düşünüyorum. Çünkü Ajda konserine verilen milyonlar tahminen İstanbul’da 20 özel tiyatroyu ayağa kaldırır, yüzlerce oyuncunun yaşamına küçükte olsa bir dokunuş olurdu. Belki de TRT-KANAL D vs. gibi kanallarda özel tiyatroların yönetmenleri ile bir kültür sanat sohbeti ayarlayıp hiç olmadı bu şekilde bir katkıda koyabilirdiniz. Tv’de tiyatro olmaz, yani hoş ve doğru olmaz ama hiç olmadı daha önceden oynanmış olan oyunların videolarını satın alıp satın aldığınız kanallarda haftada bir belki iki gün tiyatro saati yapabilirdiniz. Bu konuda şimdiye kadar hiç bir şey üretmeyen kültür sanat kurulunun ne yapacağını beklemekteyim… Eğer Covid-19’da ikinci dalga gelirse tiyatrolar bunu kaldıramaz ve tamamen kapatmak zorunda kalır. Hiçbir özel sanat kurumu ikinci dalgayı kaldıramaz… Şimdiden böyle bir durumda nasıl bir çözüm bulunacağının planlanması yapılmalıdır.
Son olarak da İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları’na ve onların ekiplerine özveri ile çalışan emekçi arkadaşlarımıza teşekkür ederim… Bu süreçte başarı ile mücadele ettiler. Emeklerinize, yüreğinize sağlık…