Korkuya gömülmüş durumdalar.
Kaybedeceklerini biliyorlar demiyorum, kaybettiklerini biliyorlar! Korkuları, telaşları, paniklemeleri, saldırmaları, saldırtmaları ve saçmalamaları bu nedenledir.
Son kozlarını oynuyorlar. Kuklalarını alanlara sürdüler. Profesyonellerinin yetiştirdiği, denetleyip yönlendirdiği zavallıların zaferimize engel olmaları mümkün değil. Gidişleri engellenemez. Halk kararlı ve bilinçli. Yalanları, iftiraları yetmiyor artık. Kurtuluşları da yok!
Hazinemizin yağmalanması, yolsuzluklar, usûlsüzlükler, ekonomik çöküş...
Bir yanda Londra'da mahalle satın alanlar öte yanda enkaz altında veya sokakta kalan depremzedeler. Akıl ve hayal edemeyeceğimiz zenginlikte yaşayanlarla çöp bidonlarını karıştırarak beslenmeye, yaşamaya çalışanların varlığı...
Üniversitelerin evrensel değerlere, bilime açılan kapılarının kapatılması. Sayısal olarak çoğaltılarak yetersiz, niteliksiz sözüm ona öğretim elemanları ve üyeleri ile çağdışı akıldışı saçmalıkların gençlere yüklenmesi. Ne barınma ne beslenme ne de gelecekleriyle ilgili olumlu bir tek politikalarının olmaması...
Çocukların Kuran kurslarında beyinlerinin dogmalarla ve önyargılarla darbelenmesi ve yaşamdan koparılmaları... Tacizlerin ve tecavüzlerin bu kurslarda ve yatakhanelerinde çığ gibi artması!...
Kadın cinayetleri, İstanbul Sözleşmesi’nin tek adam imzası ile yok edilmesi, kadın çalışanların düşük ücretlerle çalıştırılmaları gibi kadınlarımızın saymakla bitmeyecek mağduriyetleri...
İşçilerin iş kazalarında katledilmeleri, gerçek sendikal örgütlenmelerinin engellenmesi ve yoksulluk sınırının altında ücretlerle köleleştirilmeleri...
Ülkemiz doğasının sermayeye peşkeş çekilmesi; ormanlarımızın otellere dönüşmesinin ilk adımı olan yakılmaları; sularımızın ticarileştirilmesi, parası olmayanın sağlıklı suya ulaşamaması; madencilik faaliyetleriyle doğamızın katledilmesi ile ülkemizin yoksullaşması ve insani kalkınmışlık endeksinde en diplere sürüklenmesi; ülke sömürgeleşirken emeğim köleleşmesinin sağlanması...
Ülkemizi nükleer ve tehlikeli atık çöplüğüne çevirmeleri... Yaşamın bütününe saldırıları...
Katliamlarla iktidarda kalmalarını sağlarlarken ülkemizi kan gölüne çevirmeleri...
İnsanlarımızı ötekileştirerek birbirlerine düşmanlaştırmaları, kırdırmaları...
Korktukları için korku imparatorluğu kurmaya çalışmaları; parti açılışlarına, mitinglerine, binalarına saldırmaları ve buralarda en iğrenç şekilde cinayet işletmeleri...
Sayılacak o kadar çok suçları var ki! Ülkeyi batırdılar bitirdiler her konuda diyeyim siz devam edin gerisine...
Korkmadan, yılmadan; sakin ve bilinçli; ilk turda işlerini bitirecek, TBMM için de milletvekili getirecek şekilde oy kullanacağız. Böylece her suçlarını örtmelerine yarayan şeriatçı değerleri ve baskılarından kurtulacağız.
Aydınlık, lâik Türkiye' de yaşayacağız; bilimle, akılla, bilgelikle...
O Türkiye'mizde görüşmek üzere...