Saray’ın ‘hukuk bürosu’ haline getirilen yargı sisteminden ‘bu kadar da olmaz’ dedirten kararlar peş peşe geliyor!.. Hangi birini sayalım? Gezi dediler olmadı, 15 Temmuz dediler tutmadı, sonunda ‘siyasal ve askeri casusluk’ suçlamasıyla tutukluluğu devam ettirilen Osman Kavala’yı mı; herkesin bildiği, daha önce de yazılıp çizilen şehit MİT mensubunun isim bile verilmeden haberleştirilmesi üzerine gazetecilerin tutuklanması, Oda TV haber sitesine erişimin yasaklanması mı, tutsak muhalif belediye başkanları ve siyasetçileri mi?.. Adaletin olmadığı, yargıya güvenin bu kadar dibe vurduğu bir ülkede bırakın demokrasiyi, ekonomi , eğitim sağlık, sanat kültür… İyi olabilir mi?
Baskıcı rejimlerde iktidar zora girdikçe, muhalifleri, gazetecileri susturup tutuklatma refleksi tavan yapıyor, bu tarih boyunca böyle olmuş. Tarih tekerrür ediyor işte.
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü (kutlama değil) anma etkinliklerinde yaşanan faşizan uygulamalar ve elbette gözümün nuru İzmir’in farklı duruşu!.. ‘Kadınlara zulüm devlet eliyle nasıl yapılır’ adlı gösteriyi Taksim’de gördük. ‘Kadınları kendi iktidar alanları’ olarak gören eğitimsiz cahil erkek, devletin kadına yaptığını görünce ‘Benim de böyle davranmak hakkım’ diye düşünmez mi?’Erkeğin kadına şiddeti konusunda devlet nasıl rol model olur’ rezaleti, bir 8 Mart’ta daha böylece sergilendi!..
Ve fakat.. Gözümün nuru İzmir… Kadınlar sokakta, kadınlar her yerde… Kemeraltı, Alsancak, Karşıyaka ve tüm ilçelerde; Yürüyüşte, eylemde, onlarca anma etkinliğinde kadınlar yine vardı, hep var olacak. İzmir’in ve İzmirli kadınların baskıya pabuç bırakmayan bu dik duruşudur kentimizi farklı kılan.
Görüntü servisi oyunu ve kazananı!..
Hafta boyu, Erdoğan ve ekibinin Putin’in kapısında bekletilmesi konuşuldu ama asıl önemli olan bu onur kırıcı davranışın görüntülerinin devlet eliyle dünyaya servis edilmesiydi. İçeride ‘Ali kıran baş kesen’ Erdoğan, belli ki dışarıda ‘süt dökmüş kedi’den farksızdı. Putin de kronometreli bekletme görüntülerini servis ettirerek, biz içerdekilere ‘Al sana kükreyen Erdoğan’ın kapımdaki hali” diyerek karizmayı yerle bir etti!..
Görüntüyü servis etmenin amacı içeride ve dışarıda ‘itibarsızlaştırma’ olsa da asıl bu sinir bozucu anları yaşatarak sonrasında başlayacak müzakerelere Erdoğan ve ekibinin moralsiz, zayıf başlamasını sağlamak olduğu da tartışılmaz. Nitekim masadan kimin karlı kalktığı belli!.. Yani Putin o 2 dakika ile çok şey kazandı, kaybedenin kim olduğunu biliyoruz!..