Baharın gelişini pazar tezgahlarındaki ot çeşitliliğinin artması, açan badem çiçekleri ve kırlangıçların gelişi gibi her birimize hatırlatan onlarca gösterge var. Benim için ilk kırlangıcın görüldüğü gün, baharın başladığı gün anlamını taşıyor. Kırlangıçlardan daha iyi bilecek halimiz yok! Sana bana hava durumunu teknolojik aletler, ona ise içgüdüleri söylüyor.
Geçtiğimiz Cumartesi günü kuş gözlemcisi ve Ornitolog arkadaşım Ömer Döndüren’den kutlu haber geldi; İzmir için bu yılın ilk ev kırlangıcı görüldü. Kırlangıçlar el kadar boylarıyla hava soğudu diye Afrika’nın tropik bölgelerinde uçup İzmir’e geliyor. Üstelik göç yolunda doğal avcılar ve besin bulamama gibi bir yığın zorluğu aşıp da geliyorlar. Yuva ve yavru yapma telaşını geçirdikten sonra buldukları elektrik tellerinin üzerine yan yana dizilip sıcak havanın tadını çıkartacaklar.
Kırlangıçlar baharın kapısını araladı, bunun sonrasında leyleklerin İzmir köylerindeki yuvalarına yerleşmesini izleyeceğiz. Bir yandan da Konak meydanında ebabillerin kikirdemeyi andıran seslerini duyup havada hızla uçtuklarını göreceğiz. Ebabillerle ilgili her yıl bahar ve yaz aylarında sıkça yaşanan bir konu var ki hepimizin bilip gereken önlemi almasında fayda var. Bu arkadaşlar, beslenmesinden üremesine kadar her türlü yaşamsal eylemini havada gerçekleştiriyor. Sadece kuluçka dönemini dik yarlar gibi kendini boşluğa bırakarak uçabileceği alanlara yapıp karada geçiriyor. Bu havaya bağımlı yaşamanın temel bir nedeni var; ayakları çok kısa ve zayıf olduğu için bir yere konamıyor konsa da uçamıyor. Bir de bu zibidi çok hızlı uçtuğu için dev camlarla kaplı binaları fark edemeyip pencerelere çarpıp düşebiliyor. Malum İzmir’de bu şekilde yükselen çok sayıda bina olduğu için bu sorunun yaşanma ihtimali de giderek artıyor. Böyle binalarda yaşıyor ya da çalışıyorsanız pencerenize ebabilin yansıma nedeniyle pencerelerinizi gökyüzü sanmayacağı malzemeler asabilirsiniz.
Nisan ayına kadar İzmirliler olarak kaçırmamız gereken bir diğer doğa olayı ise; flamingoların kur dansı. Dişi ve erkek flamingoların aynı grup içinde nasıl senkronize hareketler ve seslerle birbirini etkileyemeye çalıştığını izlemek, şu şehirde yaşamanın nimetlerinden.
Kuşlar aleminin göç ve üreme hallerinin temel nedeni, hayatta kalma istekleri... İnsan evladının hayatta kalma tanımı ile alakası yok. Gündelik pek çok sorun, doğada hiç bir anlam ifade etmiyor. Hayatta kalmak için ihtiyacımız olanları söyleyen tonla dış sesten uzaklaşıp içini dinlemek isteyenlere Gediz Deltası’na gidip flamingoların kur dansını izlemeyi öneriyorum. Şansınız varsa İzmir’in ilk ebabil ve leylek gözlem kaydının da sahibi olabilirsiniz.