Körfez’de ya da İzmir’in ilçelerinde gördüğümüz küçük ölçekli balıkçı tekneleri, İzmir’in nazarlığı gibi. Olmazsa olmazlardan. Pancar motorun sesi, teknede ağ atıp toplayan ya da ağını temizleyen balıkçılar, İzmir’in sadece manzara değeri değil. Aynı zamanda insanlık tarihi kadar eski olan balıkçılığın bu yüzyıldaki temsilcileri.
Havanın ve ayın durumuna bakarak denize çıkılıp çıkılmayacağını bilmek doğayı okuma sanatı... Hangi sezon hangi balığın nerede bulunacağını, paragatın nasıl donatılıp uzatma ağının nasıl örüleceğini bilmek de mesleğin ustalıklarından. Balıkçılığın sorunlarından biri malum balığın azalması. Bunun pek çok sebebi var. Aşırı avlanma ve balığın üreyebileceği alanları yok etmek başta geliyor. Bu sadece denizel biyoçeşitliliği etkilemiyor, küçük ölçekli balıkçılığını da etkiliyor.
Hal böyle olunca balıkçılar, çocuklarının bu mesleği yapmak yerine okumasını ya da sigortalı bir işte çalışmasını tercih ediyor. Gençlerin de mesleğe ilgisi aynı nedenlerle az. Meslek zor ve güvence yok. Böyle devam ederse, küçük ölçekli kıyı balıkçılığı yok olan meslekler arasına girebilir.
Bu kadar karamsar tabloya rağmen Türkiye’de hala balıkçılığa ilgi duyup sahiplenen gençler de var. Bahsettiğim sorunlara ilave bir sorunu da onlar dillendiriyor: “Su Ürünleri Kooperatiflerinde yer bulamıyoruz”. Özellikle Antalya ve Muğla’daki sahil kasabalarında benzer sorunu bizzat dinledim. Kimi kooperatiflerde kemikleşen yönetim algısı ve çocukluğunu bildiği gencin şimdi balıkçılıkla ilgili söz söyleyebileceği fikrinin henüz oturmamış olması öne çıkan gerekçelerden.
Meslek, gençler ilgilenmediği için geriliyor derken ilgilenenleri için bir şey yapmak gerektiği kesin. Bu noktada Türkiye’de 30 bin balıkçıyı temsil eden Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği, konuyu gündemine aldı. Genç balıkçılarla mesleğin geri kalanını temsil eden herkes arasında kolaylaştırıcılık rolünü üstlendi. Bu yepyeni gelişmenin önümüzdeki aylarda getireceklerini heyecanla bekliyorum.
***
Benekli balon balığı hakkında bir önceki yazıda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kuyruk başına 5 TL ödeme yapması için hazırlıkların sürdüğünden bahsetmiştim. Hazırlıklar tamamlandı ve Bakanlık kararı uygulamaya koydu. 31 Aralık 2020 tarihine kadar 1 milyon kuyruk alımı için bütçe ayrıldı. İzmir’de bu balık türü, henüz tehdit değil. Ancak Güney Ege ve Akdeniz sahillerinin yaşadığı bu dev sorun, İzmir Körfezi’nde yasa dışı avcılık bitmezse ve zarar gören sualtı habitatların restorasyonu gibi denizel biyoçeşitliliğin dayanımını arttıracak işler yapılmazsa başımıza geleceklerin habercisi.