İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim dalından (EM) M. Doğan KANTARCI ’nın 6. Ulusal Hava Kirliliği ve Kontrolü Sempozyumu’ndan (2015 7-9 Ekim 2015, İZMİR) yapmış olduğu sunusundan yararlanarak bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum:
Trakya, Ege ve Güneydoğu RES yatırımlarına elverişli rüzgârlara sahiptir. Ancak, enerji üretilebilecek potansiyelde rüzgâr var diye bu koridorda yapılacak enerji yatırımları ekolojik olarak doğru mudur? İşte sorun tam da budur!
Bakalım masum görünen, temiz denilen bu RES ile ekolojik olarak neler bozuluyor?
*Bu koridor kuş göç yollarıyla olduğu kadar doğal olarak sulak beslenme alanlarıyla da bezelidir. Göçerler bu koridordan süzülür geçerler... Tabii RES’lerden sağ kalabilirlerse!
*RES pervaneleri dönüşleriyle arkalarında merkezde bir kuyruk yeli boşluğu oluştururlar. Açılan hava konisiyle yere yakın ve sakin hava kütlesini yerden yukarı doğru hareketlendirirler. Bu olay yere yakın hava kütlesinde; nem oranının azalmasına, sıcaklık değişimine, buharlaşma ve terleme miktarlarında artışlara dolayısı ile yerel iklimin değişmesine sebep olur.
*Bir RES kule inşaatı için gereken alan en az 1 ha.’dır (100x100=10.000 m²). Bu alan bir ormandaysa, alan artık bir daha asla ağaçlandırılamaz; toprak sıyrılmış, geri kalan da kayalıktır. Kaç tane RES kulesi dikiliyorsa o kadar ha. ormanlık alan gereklidir. Ormanlık alanlar yok ediliyorlar demektir ki, bu yangından beter bir durumdur. Yanan orman ağaçlandırabilir ama RES kulesi dikilen bir alan yukarıda yazdığım nedenlerle sonsuza kadar kaybedilir. Orman alanlarında RES izni verilmesi, Anayasaca mümkün değildir; devlet ormanları korumak zorundadır!
*Ayrıca yatırımcıların gözlerinin doyurulması elbette olası değildir. Ormanlardan başka ovalara, tarımsal alanlara ve zeytinliklere de saldırmaktadırlar. Egemen oldukları için de sadece savaş durumlarında uygulanabilen acele kamulaştırma yöntemine başvurarak vatandaşın toprağına el koymaktadırlar. Hem vatandaşın mülkiyeti adaletsizce el değiştirmektedir hem de verimli, işlenen araziler yok edilmektedir.
*Yerleşim yerlerine hiç engelsiz rahatlıkla yerleşebilmektedirler. Örneğin Karaburun Yaylaköy’de olduğu gibi. Aşırı sıkı RES’lerin ortasında kalan Yaylaköy gibi 35 adet kule ile kızılçam ormanı da nasibini almıştır!
*Karaburun Yarımadası RES parkında kulelerin yerleştirilmesinde aşırı sıklığa gidilmiştir. Karaburun’da Yaylaköy de RES kulelerinin ortasında kalmıştır. RES kulelerinden 35 tanesi kızılçam ormanı içindedir (Ayrıca yangın riski!).
*RES kulelerinin sıklığı ile pervanelerin yarattığı rüzgâr saçılması/ kuyruk yeli boşluğu gibi etkilerin göçmen kuşların ve çevredeki tarım alanları ile zeytinliklerdeki zararlı böcekleri yiyen kırlangıçlar ile yarasaların ve diğer kuşların uçuşlarını da olumsuz etkilemesi beklenir.
Bilimsel olarak RES’ler nerelerde kurulamaz?
*Kuş göç yolları üzerinde RES kurulamaz.
*Ormanlar RES parkı olamaz!
*Orman içinde kurulacak her RES kulesi orman içi iklimi değiştirir ve orman ekosisteminin doğal dengesini bozar.
*Kızılçam ormanlarında (balsıra ormanı) hiçbir şekilde RES parkı kurulamaz. Çünkü arıcılık ve çam balı üretimi ile önemli sayıda aile geçiniyor.
*Fundalık ve maki vb. çalılık alanlarda da olamaz! Çünkü bu çalılıklar çok fazla bitki türünün yaşadığı zengin orman ekosistemlerdir. Çiçek balı üretiminde de çok değerlidirler.
RES’ler nerelerde kurulabilir
*RES parkları sadece ve sadece orman üstü kuşağı dağlık arazide ekolojik değerlerin göze önünde bulundurulmasıyla kurulabilir.
*Kayalık arazide RES kurulabilir. Yol yapma zorluğu vardır. Para kazanmak isteyen yolu da yapar.
RES yeri seçimi çok ciddi ve zor bir konudur. Masa başında 3 kişi ile birkaç yayından kopyalayıp, yapıştırmak yöntemi ile proje olmaz. Ülkemizdeki uygulamalar rüzgâr enerjisine bağlanmış umutların; yanlış yer seçimi, acele kamulaştırma uygulaması, firmalara gelir sağlayıcı ama kamu yararını gözetmeyen izinler vd. sebeplerle bir kör dövüşüne ve hukuk savaşlarına kurban edileceğini göstermektedir.
En önemlisi de özellikle Avrupa’da RES’ler terk ediliyorken neden ülkemizde bu yatırımlar hız kazandı? Zararlarının öfkesini bizden mi çıkartıyorlar dersiniz? Ya RES’lerin işleri bitince teknik ömürleri dolunca tehlikeli atıkları ne olacak?
Ekoloji ve çevre örgütleri derhal ve özellikle bu işe el atmalıdırlar.