“Köy duvarlarını tüm sanatçılarla birlikte şarkılar eşliğinde boyamak büyük bir keyif, eşsiz bir deneyimdi” diyor ressam Tijen Hasçilingir. Mayıs ayında, Karacasu’da Çömlek Festivalinde yöre halkıyla birlikte sokakta evlerin duvarlarını birlikte boyayacakları bir festivale hazırlanıyor. Duvarlarda yörenin geleneklerini, masalları, çocukluğumuzun hikayelerini renk renk yansıtacaklar. Sanatçı bu masalsı dile uzak değil. Tijen Hasçilingir’in büyük düşlerini sığdırdığı resimleri de bu hikayelerden oluşuyor zaten.

Mesela, diyelim ki pembeye çalan mavi zamanlardı. Yüreğimizin küçük kızları ve kısa pantolonlu oğlanları uçurtmaların peşinden bisikletlerimize biner koşardık. Baharın içimizi ısıttığı o güzelim öğleden sonralarında saçlarımız uçuşurken ve henüz toprak yeşil çimenlerle barışıkken uçurtmalar, bisikletler, elma şekerleri, koz helvalar, ağız dolusu kahkahalar, mutluluk çığlıkları, sonsuza kadar saklayacağımız anılar hep bizlerleydi. Hayat kadar kısa bir an, çok uzak geçmişte kalan yaşanmışlıkları Tijen Hasçilingir’in çocukluğumuzun hikayelerini anımsatan resimlerine bakarken bu küçük mutluluk parçaları ışık hızıyla beynimizi yalayıp geçiyor. Hayatlarımız henüz kirlenmemişti. Saf, temiz bir şeylerin tadı damağımızda bisikletlerimize binip, özgür, tasasız alabildiğine pedallara asılırdık. Mahallemiz güzeldi, sokağımız temizdi, dünya henüz barbarlık çağına girmemişti. “Küçük işlerimiz ama büyük düşlerimiz” vardı. Rengarenk uçurtmalar yapıp uçurmayı, limonata yapıp kapı önünde satmayı iş edinirken geleceğe dair anlatacağımız gökkuşağının tüm renklerine buladığımız düşlerimiz vardı ve çok güzeldi. Şimdi o küçük kızlar ve kısa pantolonlu oğlanlar yok. O küçüklerin aksi sedaları şimdi gökkuşağından bir yola yansıyor. Arkalarında uçuşan saçların esintisi, kahkahaların tınısı ve mutluluğun kokusunu bırakarak bisikletlerine binip gittiler.

:)

Dünden geriye elimizde küçük anlara sığmış büyük düşler kalıyor. ‘Şeytan ayrıntıda gizlidir’ derler. Küçük ayrıntılar, hayatın kısa anlarına tekabül eder. Bu küçücük anları toplayın karşınıza kocaman bir hayat çıkar. Kısa anlar, yaşanmış mutluluklardan yana ne kadar çoksa o kadar iyi. Her mutluluk anına bir puan verirsek, büyük düşler acaba kaç puan eder? Mesela her bir düşe, bir gökkuşağı rengi denk gelsin. Renklere bulanmış yedi rüyayı tamamlayanlara bir gökkuşağı verelim. Altından geçerken sonsuz dilekler dileyelim. Sonra yeşil çimenlerin üzerine serilip, kocaman düşler kuralım. Tijen Hasçilingir bu gökkuşağının altından kaç kere geçti acaba? Çimenlerin üzerinde, pufuduk pufuduk giden güleç yüzlü beyaz bulutlara bakıp neler anlattı. Gardenya kokulu o beyaz bulutlarla, güzel zamanlara dair ne öyküler paylaştılar kim bilir? Her bir pufuduk öykü bir renk oldu, biçim oldu, desen oldu tuvallerde yerini buldu. Şimdi bu pufuduk bulutların anlattıkları hikayeler sokaklarda binaların duvarlarını süsleyecek.

Uluslararası “Kırmızı Eller” Karacasu Çömlek ve Sanat Çalıştayı dünyanın farklı yörelerinden gelecek olan çömlekçileri ve farklı disiplinlerden gelecek sanatçıları bir araya getirmeyi ve kaynaştırmayı hedefliyor. Yöresel değerler, Karacasu halkının katılımıyla sanatçılarla birlikte rengarenk desenlerle, hikayelerle, duvarlara yansıyacak. Mayıs ayında dünyanın farklı ülkelerinden gelen sanatçılarla, yöre halkı kaynaşacak bir yürek olacaklar. Üretilen eserlere sevgi, dostluk ve daha iyi bir dünya yaratma umudu işlenecek. Üstelik umuda, sanata ve iyiliğe çok ihtiyacımız olduğu bir zamanda Karacasu Çömlek ve Sanat Festivali ruhlara iyi gelecek….