Her şey bir göz kırpma aralığı uzunluğunda gelip geçti. Dile kolay, aradan 21 yıl geçmiş. Bundan tam 21 yıl önce, 2000 yılında tanımıştım Özdemir Hocayı. Sanat Gündemi programının canlı yayın konuğu olduğu zaman “en büyük düşü” olan İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun hayata geçirilmesi konusunu büyük bir heyecanla anlatmıştı. Sonraki yıllarda defalarca “Sanat Gündemi” programının konuğu olduğunda, her seferinde umudunu yitirmeden büyük bir heyecanla İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun önemini, bir dünya kenti için neden gerekli olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmıştı. Her seçim döneminde, politikacılar oy toplamak için İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosu kartını oynadılar, bir takım sözler verildi ve verilen sözler aynı hızda unutuldu. Geçtiğimiz Cumartesi günü İzmir Sanat’ta, İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun hayata geçirilmesi konusunda yapılan toplantıda bütün bu yaşananları anımsıyorum. İzmir Sanat Sahnesinde, 27 Mart Dünya Tiyatro Gününde, Ulusular arası ve Ulusal Bildiriler okunuyor, arka planda beyaz perdeye yansıyan siyah beyaz görüntülerde, bundan çok uzun yıllar önce kurulmuş olan İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun oynadığı oyunlar, oyunlardan görüntüler, sonra tiyatronun kapanışı ekrana geliyor. Ardından 1990’lı yıllarda İzmir Şehir Tiyatrosu Sahnesinin tekrar açılış hazırlıklarını, Özdemir Hocanın kurduğu kamyon tiyatrosunu izliyoruz. Sonrası mı? Sonrası büyük bir hayal kırıklığı oluyor. Bütün yönetmeliği, alt yapı çalışmaları Özdemir Hoca tarafından büyük bir titizlikle hazırlanan proje durduruluyor ve rafa kaldırılıyor. Belgeselden sonra sahneye konuşma yapmak için İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Yücel Erten geliyor. İzmir’e duyduğu sevgiden ve tiyatro aşkından bahsediyor. Sonra sözü Başkan Tunç Soyer alıyor ve İzmir’in dünya kültür kenti olması için neden İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun kurulması gerektiğini anlatıyor. Toplantı bitiyor. Salon boşalırken birden bundan yıllar önce Özdemir Hoca ile yine aynı koltuklarda yan yana “Bana William Deyin” oyununun dünya prömiyerini birlikte izlediğimiz geceyi anımsıyorum. Hayatını tiyatroya adamış bir oyuncunun, Oscar’ın kuliste kendisiyle hesaplaşmasını seyrederken tiyatronun neden bu kadar önemli, yaşamsal bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Hayatımızın farklı zaman dilimlerinde İzmir Sanat’ta çok sayıda yerli yabancı tiyatro topluluklarının sahneye koydukları çok güzel oyunlar izledik. Hep içimizde İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun yokluğunu hissettik. Böylesine zengin bir dönemin, İzmir Şehir Tiyatrosunun sahnesinde oynanan oyunlarla taçlandırıldığını görmeyi ne kadar çok isterdi diye düşünüyorum içim sızlayarak. Özdemir Hocanın kurduğu ve bizzat hayata geçirdiği Uluslar arası İzmir Tiyatro Günlerinin kapsamında, 15 gün boyunca bütün kentin sahnelerine yayılan muhteşem tiyatro festivalinde, İzmir Şehir Tiyatrosun eksikliğini hep hissettik. Son dönemde, Özdemir Hocamın ilk defa “Acaba ben hayattayken İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosunun kurulduğunu görebilecek miyim?” dediğini anımsıyorum. Bütün bu düşünceler ve sayısız tatlı, acı anı zihnimden akıp gidiyor. Yıllarca her 27 Mart Dünya Tiyatro Gününde, Dokuz Eylül GSF Özdemir Nutku Sahnesinde bir araya gelip bütün gün kısa oyunları nasıl büyük bir keyifle izlediğimizi anımsıyorum. Koridorlarda neşeyle koşuşturan, yakaları nazar boncuklarıyla bezeli öğrencilerin Hülya Hocanın odasına büyük bir coşkuyla dalıp Özdemir Hocaya ve Hülya Hocaya sevgiyle sarılarak bayramlarını kutlayışlarını, eski mezunların sürpriz ziyaretlerini, kavuşma, sevinç, hayret ve coşkunun iç içe geçtiği anlarda havadaki tarif edilemez mutluluk duygusunu anımsıyorum. Sonra İzmir Sanat fuayede sergilenen dekor, kostüm tasarım sergisini büyük bir merakla gezişimizi, ardından İzmir Sanat’ta sergilenen oyunu izleyişimizi. Maalesef, artık ne Özdemir Nutku Sahnesi var, ne GSF’nin o harika binası, ne de dekor, kostüm sergisi. Evet, İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosu kuruldu ama içimiz buruk, yüreğimizde müthiş bir hüzün duygusu, bu toplantı Özdemir Nutku Sahnesinde yapılamaz mıydı diye düşünüyorum. Acı içinde bundan kısa bir süre önce yıkılan, paramparça edilen Özdemir Nutku Sahnesini anımsıyorum. Evet, sonunda Özdemir Hocanın en büyük düşü gerçekleşti. İzmir Belediyesi Şehir Tiyatrosu en sonunda kuruldu. Önümüzdeki sezonda perdelerini açmaya hazırlanan tiyatro için çaba sarf eden herkesi kutluyoruz ve ilk oyunu izlemeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Yetim kalmanın hüznü içimizi sızlatırken, yanımızda Özdemir Hocanın gülümseyen yüzü, İzmir Sanat’ın bahçesinde başımı gökyüzüne kaldırıyorum, 27 Mart Dünya Tiyatro Gününüz kutlu olsun canım hocam diyorum…