Akp ile yancısı bir anda ‘insan hakları havarisi’ olamayacağına göre 19 yıl sonra ‘şapkadan insan hakları reformu’ çıkarmanın sebebi ne olabilir? Geçen onca yılda hak, hukuk, adalet ve özgürlükler namına geriye hemen hiçbir şeyin bırakılmadığı ülkemizde ‘bayram değil seyran değil’ misali reform paketi açıklamanın iki nedeni olabilir. Biri ‘içerde üç bey oy devşirebilir miyim’, ikincisi ‘Batı’ya şirin görünebilir miyim’ kaygısı! Bu göz boyama hali içeride ve dışarıda karşılık bulur mu, derseniz… Ülkenin üçüncü büyük partisini büyük bir iştahla kapatma, altı milyonu aşkın seçmeni lanetleyip, yok saymaya çalışıldığı düşürülürse, cevap ortada demektir.
Eğer iktidar, insan hakları konusunda samimiyet testine girecekse önce yargıyı bağımsız kılıp mevcut yasaları ve Anayasa’yı uygulasın, yeter!
Üç beş oy için atraksiyona girişen sadece iktidar cenahı olsa iyi, bir de ülkede bu gün yaşanan yıkımın hayattan gitmiş sorumlularına muhalefetin topluca güzelleme sırasına girmesine ne demeli?
Erbakan, Türkiye siyasi literatürüne ‘kanlı mı olacak kansız mı olacak’ deyimini hediye etmiş siyasidir. Milliyetçi Cephe ile 80 öncesi döneme karabasan gibi çökmüştür. Dini; siyasi ideoloji ve ‘dava’ yapandır. Partisinde bu gün ülkeyi yönetenleri besleyip büyütmüş, yine onlar tarafından sırtından bıçaklanıp bir kenara atılmış bir siyasidir.
Erbakan ve arkadaşlarını ortada bırakıp ‘Milli görüş gömleğini çıkardık’ diyerek 2002‘de iktidar olan o siyasi yapı ki, Cemaat ile yıllarca kol kola çalışmış, ‘ne istediler de vermedik’ söylemiyle devleti, TSK’yı Fetö yapılanmasına açmıştır. 15 Temmuz da kanı gördü bu ülke!
Şimdi Saadet Partisi’nin yüzde birlik oyu için başta Chp olmak üzere muhalefetin, Erbakan’ın arkasında hizalanması nedir? Yüzde on, onbirlik oyu olan partinin kapatılmasına güçlü bir karşı çıkış sergilemeyip ikili oynayan bir partinin peşine takılmak nedir? Kaldı ki bu ülkenin yüzde 25’lik kararsız seçmeni var; asıl hedef bu büyük kesimi kazanmak olmalıyken bu neyin kafası; anlayan varsa beri gelsin!
Mızrak çuvala sığmıyor artık!
Tüik’in açıkladığı enflasyon, işsizlik, istihdam vb. verileri halkın mizah konusu olmayı başarınca bunlarda bir telaş! İnandırıcılık evlere şenlik, artık biri rakamlarla ilgili yalan yanlış konuştuğunda ‘Tüik gibisin’ esprisine maruz kalıyor, o kadar yani!
İktidar da ne yapsın verileri daha iyi manipüle edecek yönetici bulma kaygısına düşüyor. İktidarları boyunca Tüik başkanı yedi kez değişmiş, son iki yılda ise beş kez değiştirmişler başkanı.
Şimdi yine birini bulmuşlar Tüik’in başına oturtmuşlar. Ömrü ne olur bilinmez. Ama kendisinden beklenen artık çuvala sığmayan mızrakları çuvala sığdırması. Ekonomi bu haldeyken, vatandaş neyin ne olduğunu yaşayarak görürken kimse o mızrağı çuvala sağdıramaz; boşa gayret! Güneş balçıkla sıvanmıyor!
Kentsel dönüşüm çalışmaları hızlanmalı
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin İzmir’de kentsel dönüşümü teşvik edecek, destekleyecek adımlar atması çok olumlu bir gelişme. Ancak bu çalışmalar hızla yapılmalı, eski yapılar kentsel dönüşüm kapsamına alınmalı, ada bazında dönüşümler sağlanmalı. Şu anda az ve orta hasarlı binalarda oturmaya devam eden vatandaşlar gerçekten ne yapacağını bilemez durumda. Türedi inşaat firmalarının oyuncağı olanlar mı, fahiş fiyat talebiyle kat maliklerini kilitleyenler mi ararsınız…
İnsanların başını sokacak bir evi var, evet daha güvenli yapılarda yaşamak istiyorlar ama müteahhitlerin istediği farklar ödenebilir olmaktan uzak. O nedenle kentsel dönüşüm kapsamının yaygınlaşması, vatandaşlara yol gösterilmesi, makul ödenebilir rakamlarla dönüşümün sağlanması şart. Aksi halde depremde yıkılmasa da eski binalar, az ve orta hasarlı yapılarda yaşayanlar birbirine girecek, kat malikleri kanlı bıçaklı olacak, endişem bu…