Yoksulluk; her alanda kendini gösteriyor ve toplumu da içten içe çürütüyor.

Yoksulluğun ‘’yakıcı’’ sonuçlarının ortaya çıktığı alanlardan biri de eğitimdir.
Bu yıl üniversite sınavına 2 milyon 900 bin genç girdi, ancak; 1 milyon 700 bin ‘’TERCİH’’ yaptı. 638 bin genç, ‘’yoksulluk’’ nedeniyle kayıt yapamadı, hayallerini ertelemek zorunda kaldı.

Bu arada; geçen yıl üniversite sınavını kazanan gençlerin yüzde 26’sı kayıt yaptırmazken bu oran, bu yıl yüzde 39’a yükseldi.
Unutmayalım ki; bu tablo, ülkemiz açısından bir ‘’BEKA’’ sorunudur.

Bu tablonun temel nedeni; ‘’ailelerin yüksek kirayı, artan eğitim maliyetini ve beslenme ihtiyacını karşılamaya gücünün yetmemesidir.’’
Önemli bir başka neden de; ‘’devletin yeterli yurt yapmaması, öğrenci burs ve kredilerinin de artan pahalılık ortamında yetersiz kalmasıdır.’’
Ayrıca; GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ de ‘’EĞİTİM HAKKI’’nın önündeki bir başka engeldir.

TÜİK’in 2022 gelir dağılımı verileri; ülkenin en zengin yüzde 5’i gelirin yüzde 25’ini, nüfusun yüzde 10’u gelirin yüzde 54.4’ünü ve geri kalan geliri ise nüfusun yüzde 75’i alıyor.

Halkın yüzde 50’si toplam gelirin sadece yüzde 22.8’ine ulaşabiliyor.
44 milyon 250 bin kişi, en zengin 4 milyon 250 bin kişinin gelirden aldığı pay kadar bile pay alamıyor.
Bu tablo; zengin daha zengin olurken fakirin daha da fakirleştiğini gösteriyor.
Denilebilir ki; Türkiye Avrupa ülkeleri içinde gelir dağılımı en bozuk olan ülke.

Bir milyon öğrenci eğitimde yok

Artan yoksulluk; sosyal dokuyu bozduğu gibi öğrenim çağındaki çocuklara da eğitimi bıraktırıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine göre; orta öğretimde öğrenci sayısı, geçen döneme oranla 1 milyon kişi azaldı.
Öte yandan; Ekonomik İş birliği ve Gelişme Örgütü (OECD) nün verilerine göre; ülkemizde 100 gençten 31’ i’ i ne eğitimde ne de çalışıyor.
Bu arada; gençlerin temel problemi barınma, açlık ve geleceğe dönük umutsuzluk.
Eğitim-SEN ‘’üniversite öğrencilerinin sorunları araştırması’’ raporunu yayınladı. Rapora göre; öğrenciler barınamıyor, aç yatıyor ve eğitim masraflarını karşılayamıyor. Öğrencilerin yüzde 81’i de gelecekten kaygı duyuyor.

SONUÇ OLARAK;

Gencine, öğrencisine sahip çıkamayan, umut vermeyen toplumların geleceği olamaz.