Doymadılar! Doymazlar da! İktidarlarının sermaye gruplarını ve yandaşlarıyla destekçilerini de oluşturma çabasındalar!
Sermaye en kolay yapıcılık, bayındırlık işleriyle büyür; geri dönüşü çok kısadır. Hele bir de iktidarın amaçları doğrultusunda ve desteğiyle yapıyorsanız, milletin neresine ne yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz.
Kanal İstanbul’dan sonra Kanal Çeşme! Bakalım daha ne kanallar göreceğiz ülkemizde. Katarlar da satarlar da. Boru döşediler memlekete; hortum ne ki?
Avrupa’daki havalimanlarından daha güzel ve kullanışlı Atatürk Havalimanı’nı kapatırsınız, yeni havalimanını da olmayacak bir yere yaparsınız bir de Avrupa’nın en büyüğü dersiniz; tamam, oy sürüsü de mutlu müteahhitler de…
Bu arada Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ek pistini de 3. Havalimanı inşaatını üstlenenlere verirsiniz. Biter mi bu ek pist? Elbette hayır! Maksat uzak ve kullanışsız olan 3. Havalimanı’na gidilsin. Üstelik bu havalimanının işletmecisi de yüklenicileri; iyi mi?
Biz neden söz ediyoruz Allah aşkına? Ülkemizin bağımsızlığı, insanlarının özgürlüğü ve mutluluğu; bunun için de ekolojik değerlerden… İktidar sahiplerinin umurunda mı bunlar?
Muhalefetsiz ülke bulmuşlar, sömürgen sermayeyi otlatıyorlar.
Altın, nikel gibi madenler, akarsular, koylar, dağların tepeleri, yerkabuğu enerjileri, yakılan ve hemen üzerlerinde oteller biten ormanlar sermaye içinmiş hep. Biz bilemedik, yaşam sürsün diye zannetmişiz.
Ya sermaye ve mülkiyetler yok olacak ya da tüm yaşam.
O zaman haydi, ekolojik komünal toplum hedefli çalışmalara!