‘Merak etmeyin anlatmadan atlamayacağım’
Geçtiğimiz hafta Foça’da gerçekleşen 15. Türkiye Tiyatro Buluşmasının beş günlük kamp sürecinin içinde yer aldım. Atölyeler, söyleşiler, konser, dinleti, belgeseller ve tiyatro oyunlarıyla geçen ve hiç birimizin bitmesini istemediği bir buluşmaydı. Tabii ki bunlar büyük bir emeğin ve birlikteliğin ürünüydü.
Tüm bu güzel, değerli, verimli ve eğlenceli etkinlikler içinde Urla Toprak Sahne Tiyatrosunun ‘Merak Etmeyin Anlatmadan Atlamayacağım’ oyunu benim de burada anlatmadan atlamayacağım bir oyun oldu.
Peki neden bu oyun bu haftaki köşeme konu oldu?
Bilirsiniz gazetecilikte 5N1K kavramı vardır. Neden bu oyun sorusunu kendime sorduğumda 5N1K kavramıyla cevapladım ve yazmaya öyle karar verdim.
Burada tabii oyunun içeriğini anlatmayacağım. Bu noktada tek söyleyebileceğim afişini veya gösterimini nerede duyarsanız, görürseniz mutlaka izlemeye gitmelisiniz.
Oyun NASIL mı? Eksiksiz, net, siyasi değil ama sanatın olmazsa olmazı politik. Siyasi olmayıp politik nasıl oluyor diyebilirsiniz ve izleyince anlayacaksınız siyaset yapmadan politik bir sanatın nasıl olabildiğini.
Oyun NE mi? Hem gerçek hem oyun… Hayat gibi trajikomik bir tablo. Sahnede izlerken bir tiyatro oyunu aynı zamanda hepimizin sokakta yaşayıp şahit olduğu gerçek. Aradaki fark yaşadığımız ya da yaşattığımız şeyi sahnede izlemek. Kendimize karşıdan bakmayı ayağımıza getiren bir oyun.
Oyun NEREDE mi? Türkiye’de, Ortadoğu’da, Amerika’da, Avrupa’da… Birileri tarafından birilerinin ötekileştirildiği her bir kara parçasında yaşanabilen bir hikâye.
NEDEN mi bu oyun? Ötekileştiğimiz veya ötekileştirdiğimiz bizleri, her birimizi anlattığı için. Birilerini ötekileştirirken nelere sebep olduğumuzu görmek için. Zincirleme kaza gibi kaç insanın psikolojisiyle oynayıp, kaç insanda kalıcı travmalar yarattığımızı fark ettirdiği için.
Oyun NE ZAMAN mı? Dünümüz, bugünümüz ve korkarım ki yarınımızda da göreceğimiz, şahit olacağımız güncellikte bir oyun. Zamanı yok, her zamana ait zamansız bir oyun.
KİM mi? Oyunun karakteri hepimiz. Ben, sen, o …. fark etmeksizin.
Ve bana göre oyunun müzik konusunda da bir mesajı var. İnsanların dinledikleri müzik türünü yaşadıkları- yaşayışları belirler. Tıpkı her insanın hayattaki yerini, duruşunu, varsa ilkelerini veya ilkesizliklerini belirlediği gibi.
Yazan: Onur Çatal / Yöneten: Yiğit Karabıyık / Oyuncu: Serkan Baştürk başta olmak üzere, Urla Toprak Sahne Tiyatrosunda yer alan Tugay Güle, Berkay Özer, Büşra Sütçüoğlu ve İlknur Bayzit Çatal’a bu oyunu sahneledikleri, izleyen birçok insanda farkındalık yaratmayı başardıkları ve tüm emekleri için teşekkürlerimi sunarım.