Son günlerin en çok duyulan cümlelerinden biri “Zorunlu olmadıkça evden çıkma”. Bu durumu özendirmek için kullanılan başka sloganlar da var; eve hayat sığar, evde hayat var vb.

Dünya tarihine, evde kalmak dışında bir şey yapmaksızın, diğer insanlar için bir şey yapabilmiş olma dönemi olarak geçecek belki de.

Tarihi günler, önemli sloganlar ve hayati kararlar.

Peki, zorunlu olmadıkça evden çıkmamadaki zorunluluk nedir? Nasıl bir zorunluluk, sınırları nerede başlıyor, nerede bitiyor?

Konuyu, hukuktaki zorunluluk kavramlarından yola çıkarak değerlendirsek, ilk olarak Türk Ceza Kanunu’ndaki zorunluluk hali çıkar karşımıza. Özetle; kişinin kendisinin veya başkasının bir hakkına yönelmiş, kendisinin sebep olmadığı ağır ve muhakkak bir tehlikeye karşı, kendini veya başkasını kurtarmak amacı ile orantılı bir fiil olmalıdır (Türk Ceza Kanunu 25/2). Böylesi bir durumda, kişi hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilebilir.

Mesela Yargıtay, 2017 yılındaki bir kararında, kaçak elektrik kullanımına ilişkin olarak bir sanığın yargılandığı davada, sanığın engelli çocuğu olduğu için kaçak elektrik kullanmak zorunda kaldığı savunması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 25. maddesinde düzenlenen “zorunluluk haline ulaşan ağır ve acil bir ihtiyacı karşılama zorunluluğunun” bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile karar verildiğini düşünerek ilgili kararı bozmuştur.[1]

Zorunluluk hali, ceza gerektirmeyen bir hukuksal durumdur.

Kişisel OHAL’imizi ilan etsek de, kişisel bir Ceza Kanunumuz olmadığına göre, acaba karantina günlerindeki zorunluluk nedir?

Mesela ne zaman zorunlu olarak dışarı çıkılır?

Spor yapmak, sanatsal bir faaliyete imza atmak, kıyafet alışverişi yapmak zorunluluk hali sayılmasa gerek.

Peki, çalışmak bir zorunluluk hali midir?Çalışmak, çalışmak için servise binmek, yemekhanelerde yemek, bir metreden az çalışma ortamı, tekrar tıkış tıkış bir servis veya toplu taşıma aracı ile eve geri dönmek bir zorunluluk hali midir?

Ev kirası ödemek, fatura ödemek, borç ödemek için çalışmak bir zorunluluk hali midir?

İşsiz kalmaktan korkmak bir zorunluluk hali midir?

İşsiz kalmak yerine virüs nedeni ile hasta olmayı tercih etmek, bir meşru müdafaa mıdır?

Kamu ve işçi sendikalarının açıkladığı rakamlara göre 16.5 milyon açlık sınırı altında, 50 milyon yoksulluk sınırı altında yaşayan toplam 65 milyon kişi için, zorunlu olmadıkça evden çıkmamadaki “zorunluluk” kavramının;sağlık, toplumsal sağlık, sağlık hakkı, hukuk, felsefe ve nihayetinde insani açıdan açıklaması nedir?

Bu insanların evden çıkmayarak hem kendilerinin hem de toplumun sağlığını korumalarını sağlaması için Anayasa’ya yazdığımız sosyal devlet, artık bir hayırsever midir?

Eğer öyle ise, lütfun erzak torbalarının, vatandaşı koruma olanağı bulunmamaktadır.

Geriye kalanının evde oturmasının, BDDK listelerinde milyoner olarak tanımlanmış kişilerin, televizyonlardan evde hayatın güzel yönlerini anlatması ise …

Sorular deli sorular, yanıtlar en az sorular kadar deli olsa;

Çalışmışım onbeş saat

Tükenmişim onbeş saat

Yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım

Anama sövmüş patron

Sıkmışım dişlerimi

Islıkla söylemişim umutlarımı

yaşatmaktır önemlisi

güzel yaşatmak

abeceden geçirmek kıracın çekirgesini

ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak”[2]

 

[1] Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 2017/2342 K.

[2] Şiir; Haziranda Ölmek Zor, Hasan Hüseyin Korkmazgil, (1963'lerde yaşanılanları ben, ancak böyle dökebildim 1976'larda şiire.)