Halklar gerçekleri görüyorlar. Yanlışa hemen tepki veriyorlar. Kendilerini Kraliçe sananlara haddini anında bildiriyorlar.
Millet İttifakı'nda yer almayan muhalifler, bu İttifakın adayını destekleyeceklerini açıklıyorlar!
Halkların katlanma gücü kalmadı bu iktidara. Bir an önce kurtulmak istiyor bunlardan.
İktidarın yaptığı olumsuz, hukuksuz işleri yazmaya kalkılsa sayfalar yetmez. Ne hukuk ne Anayasa umurlarında değil. Gününe hatta saatine göre ne gerekiyor, çıkarlarına nasıl geliyorsa...
Yolsuzlukta, rüşvette dünyanın en önde gelen ülkeleri arasındayız. Uyuşturucu, tehlikeli madde ticareti, nükleer gömü, kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri... Hangi birini yazmalı ki?
Yüzü kızaranı da istifa edeni de yok! Tam tersi, davalar açma, baskılar, sindirmeler, sokak ortasında infazlar...
Çocukların ve gençlerin beslenmeleri söz konusu değil. Bu sağlıksız nesiller demek. Yani ülkenin geleceği yok ediliyor.
Tarım arazileri sanayi ve konut yerleşimleriyle yok edildiler. Hayvancılık meraların, yaylaların yasaklanmasıyla yok edildi. Gıda krizi ürettiler; fiyatlar ortada.
Şeriat yasalarını ve unvanlarını devlette egemen kılmak için yapmadıkları düzenleme kalmadı. İslami düzenlerinin sermayedarlarını oluşturmak için tüm devlet olanakları, servetleri, varlıkları onlara akıttılar.
Halk gerçekten yoksulluk ve sefaletle baş başa kaldı.
Sokak röportajlarını dinliyorsunuz. Halk öfkeyle bağıra bağıra lânetliyor sebep olanları.
Artık yeter!
İktidar adayına karşıt oy oranının alabildiğine yüksek oranda olması güvenliğimiz için oldukça önemlidir. Oy oranımız yüksek olmalı ve sahip de çıkılmalıdır. Bu hem güvenliğimiz hem geleceğimiz için önemlidir.
Bunun için her yurttaş kendi siyasal partisinde örgütlenmeli, seçimle ilgili görevler üstlenmelidir. Meydanı boş bırakmamak gerekir.
Millet İttifakının adayının kazanacağı açık seçik belli. Artık "Atı alan Üsküdar'ı geçemesin."