Havanın kışa giriş yaptığımız şu günlerde hiç de kış gibi olamamasından mustarip sadece biz değiliz. Lodosun ılık havası canım ayıları da çarptı. Kış uykusuna yatması gereken koca dötlüler bir türlü uykuya dalamadı. İnsomnia yani uyuyamama rahatsızlığından mustarip bir insan evladı olarak ayı kardeşlerimi o kadar iyi anlıyorum ki!

Bu yazıyı akşam yazıyorum ve cam kapı açık oturuyorum.
Sinir bozucu lodos yüzünden sonbahar değil de yazın son günleri gibi ılık bir hava var Çeşme’de...
Ki yazın genelde kuzey rüzgarları estiği için akşamlar daha bile serin olabiliyor.
Bu sene ülke olağan dışı deprem felaketi dışında uzmanların dediğine göre 50-100 yılda bir görülen sel ve deniz taşmasıyla da sınanıyor.
Alçak basınç o kadar kuvvetli ki denizi vakum gibi çekip karaya fırlatıyor.
İnanılmaz günler yaşıyoruz.
***
Bu durumda hala belediye yarıştıran denyolar da var tabii...
İzmir’de deniz suları caddeleri bastığında nerede bu belediye diyenler ertesi gün Karadeniz’de Poseidon’un sağlı sollu tokadını fena yedi.
Doğanın öyle bir gücü var ki insanoğlunun ne zekâsı ne teknolojisini iplemez...
Çakınca yapıştırır!
Kendisine saygı duyulsun ister.
Düzenini bozmaya çalıştığında kükrer, affetmez.
Son noktada da hırçın bir atın binicisini üzerinden attığı gibi hepimizi toprağımıza kavuşturuverir.
İklim krizi kendi kendine oluşmadı değil mi?
Dur bakalım daha neler göreceğiz?
***
Havanın kışa giriş yaptığımız şu günlerde hiç de kış gibi olamamasından mustarip sadece biz değiliz.
Lodosun ılık havası canım ayıları da çarptı.
Kış uykusuna yatması gereken koca dötlüler bir türlü uykuya dalamadı.
İnsomnia yani uyuyamama rahatsızlığından mustarip bir insan evladı olarak ayı kardeşlerimi o kadar iyi anlıyorum ki!
Uykusuzluk sinir bozukluğu yapar.
Bunlar da geçen gün Uludağ’da günübirlikçilere dalmış.
Yaralı yok çok şükür ama epey korkutmuşlar.
Bu lodos beni de tetikledi. Son bir aydır erken yatıp mışıl mışıl uyurken bir haftadır oldum yine yarasa.
Gece ayaktayım, gündüzüm yarı uyur gezer.
Benim de sinirler laçka.
Geçen gün çok sevdiğim bir arkadaşıma lav püskürttüm.
O da şaşırdı kıyamam.
Neyse sonra özrümü diledim ama bir kez de sizlerin huzurunda söylüyorum, özür dilerim Volkan’ım Canbaz’ım canım arkadaşım :)
***
Uykusuzluğun şöyle yan etkileri oluyor, gece kimseye saramayınca yemeğe sarıyorsun.
Sabaha karşı ne dolmalar ne sarmalar yapıp yiyorum bir bilseniz!
Bizim bu Uludağ’daki bir türlü kış uykusuna dalamayan ayı ailesi de benim gibi olmuş.
Geçenlerde balcıların kovanlarına dalıp 100 kilo kestane balını yemişler.
Eh tabii bu işler zincirleme oluyor.
Uykusuzluk sinirleri bozuyor.
Depresyona giriyorsun.
Depresyon da yediriyor baba yediriyor.
***
O yüzden sizi o kadar iyi anlıyorum ki ayıcıklarım.
Beni de yemeyeceğinizi bilsem yanınıza gelip sizinle beraber takılacağım.
Uykusuzun derdinden uykusuz anlar.
Bütün gece laflar Agop’un kör kazı gibi ha boyna yemek yeriz.
Hoş birbirimizin ne dediğini anlamayız ama en azından benim için pek bir şey fark etmez.
İnsanı da beni anlamıyor zaten, ayısı anlamamış pehh!
***
İnsan olmaktan bir hikmet göremedim.
Siz gidin ben yola artık ayı olarak devam edeceğim.