Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Alsancak semtinde yağan şiddetli yağmur sonrasında yere dolan su birikintisine basıp elektrik çarpması sonucu iki kişi yaşamını yitirdi.

Olayı ilk duyduğun zaman nasıl yani diyor insan? Yağmur yağıyor yerde su birikiyor ve bir kaçak elektrik olduğu için ölen iki insan…
İnanmak istemiyor insan, neden mi? O sokakta yerde açık akımda bir elektrik kablosunun ne işi var diyorsun… Günde sayısız insanın yürüğü geçtiği bir sokakta belki çocukların oyun oynadığı bir yerde üstü kapatılmamış bir elektrik kablosu var. Buna ihmal diyenlere de kaza diyenlere de hatta kader diyenlere de katılmıyorum. Buna tek bir şey söylenebilir o da cinayet...

Evet çok açık ve net olarak bu bir cinayet. Üstelik bundan 5 yıl önce bu konu ile ilgili bir haber yapılmış ve yetkililere şikayet edilmiş bir de bu kaçak elektrik akımı yüzünden bir köpek ölmüş.

Aslında çok açık olarak bu olay ‘Ben geliyorum’ demiş…

Peki neden gerekli bakım tamir yapılmadı neden bir önlem alınmadı? Bakınca aklımıza acaba bizim toplum balık hafıza mı sorusu geliyor. Neden birilerinin ölmesi gerekti? Neden kimse sorumluluğunun bilincinde değil? Neden her yerde bir boş vermişlik var? İşte şimdi sormak istiyorum bu kadar mı ucuz insan hayatı?
23 yaşında genç bir tıp fakültesi öğrencisi, hayatının tamda baharında genç bir kadın Özge Ceren Deniz. O gün nereye gidiyordu? O yağmurun altında belki bir yere yetişmeye çalışıyor belki şiddetlenen yağmurdan kaçıyordu ve birdenbire yere düştü…

Ben de sizler gibi defalarca o görüntüleri izledim kendimi alıkoyamadım. Her izlediğimde içim daha da ürperdi ve çok canım acıdı. Ortada hiçbir şey yokken iki kişinin canından olması asla kabul edilemez.

İnanç Öktemay 44 yaşında, antika işi yapan amatör bir müzisyen o gün her şeyden habersiz şiddetle yağan yağmurda Özge Ceren Deniz’e yardım etmek için elini uzattığında bir kader ortaklığı yapacaklarını nerden bilebilirdi…

Çok trajik bir durumda bundan 10 yıl önce İnanç Öktemay sosyal medyada yazdığı yazı.
Şöyle demiş; “Bir ülkeyi tanımak için, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” Çok doğru değil mi yazdığı? Bir ülkeyi tanımak için o ülkedeki eğitim sistemi, sağlık sistemi başta olmak üzere, özgürlük anlayışı, insanların nasıl yaşadığı, mutluluğu, huzuru ve tabiî ki nasıl öldüğü o ülkeyi anlatır…
10 yıl önce bunu görüp fark edip dile getirmesi bu olayda ki en trajik nokta. Bu iki insanında hayalleri vardı amaçları vardı aileleri vardı dostları vardı bir yaşamları vardı ve ortada hiçbir şey yokken ihmaller kurbanı oldular.

Şimdi suçlu kim, kimler? Gerçekten suçlu olanlar cezalarını çekecek mi yoksa suçsuz kişilere mi bu işin faturası kesilecek?
Bunu gerçekten merak ediyorum hepimiz bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz…

Herkes işini yapsa ama gerçekten yapsa işinin sorumluğunu alabilse… Mesela oradan benim kızım ailem de geçebilir deyip tüm güvenlik tedbirlerini alabilseler. Empati yapabilsek mesela kendimizi o kişilerin ailelerinin yerine koyabilsek ve sessiz kalmasak…

Çünkü bu olay ne bir ilk ne de son.  Bir insan için en değerli şey olan hayatı bu kadar değersiz bu kadar ucuz olmamalı. Bu olayla ilgili tek dileğim bir an önce suçluların ama gerçek suçluların bulunup cezasını çekmesi…
Umarım bir gün insan hayatının değeri artık bilinir…