Biliyorsunuz Türkiye’nin tüm yaşam alanları yok ediliyor, yaşam sürdürülemez hâle getiriliyor. Dış güçlerle yerel işbirlikçi sermayedarlar yağmalıyorlar ülkemizin yaşam unsurlarını.
Düzlüklerimiz, yani ovalarımız; yokuşlarımız, yani dağlarımız tepelerimiz; ırmaklarımız, yani kıratlarınızı suladığınız akarsularımız hep sermayelerine katılıyor. Bunu yaparlarken de yaşamı sonsuza kadar yok ediyorlar. Bir daha yararlanılamayacak tarımsal araziler, içilemeyecek, sulama yapılamayacak akarsular, yaşanamayacak alanlar...
Ama size güveniyorum:
“Baş koymuşum Türkiye'min yoluna
Düzlüğüne yokuşuna ölürüm
Asırlardır kır atımı suladım
Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm, hey...” diye haykırıp duruyorsunuz!
Uluslararası sermaye ile yerel işbirlikçilerini nasıl da korkutuyorsunuzdur?
Örneğin, İliç’teki ekolojik felâkete neden olan Kanada merkezli SSR Mining ve Çalık Grubu'na bağlı Lidya Madencilik ortaklığındaki Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. sahipleri tir tir titreyerek kendilerine dönüp bu işi yapmaktan vazgeçeceklerdir. Öyle ya, siz varsınız!
“...Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm, hey, hey, hey, hey, hey...” diye bağır bağır bağırıyorsunuz!
Nasıl korkmasınlar sizden, siyanür boruları patlamış! Koca bir coğrafyada yaşam yok olma sürecine sokulmuş. Onların yanına bırakır mısınız sanki bu yaşama ihanetlerini?
Bir de ilginç şekilde yakılan ormanların yerinde oteller bitiyor ağaçlar yerine. Siz bu ormanların turizm sermayesi için yakıldığını anlarsanız vay hâllerine!
“... Sevdalıyım yangın yeri bu sinem
Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem
Pınarlardan su doldurur Emine'm
Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm, hey...” demişsiniz bir kere.
Öyle ya yangın yeri sizin sinenizdir doğal olarak.
Yılda 6200 ile 6500 kilogram altın için yaşam alanlarımızı, toprağıyla, suyuyla, havasıyla, iklimiyle yok eden Kanada merkezli SSR Mining ve Çalık Grubu'na bağlı Lidya Madencilik, siz Ülkücülerden korkmasınlar da kimlerden korksunlar?
Sonsuza kadar yararlanılabileceğimiz yaşam alanlarımız işte bu tür şirketlerin çıkarları için faaliyet süreleri kadar bir zamanda yok ediliyorlar, tüketiliyorlar.
İşte yineliyorum: Bütün umudum sizde Ülkücüler!
“... Mavi boncuk takışına ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm
Ölürüm Türkiye'm, hey, hey, hey, hey, hey...” diyorsunuz.
Her ne kadar sizi bugüne kadar herhangi bir antiemperyalist mücadelede görmediysek de çözün bu işi, size mavi boncuğu takması bizden!