İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda “yoksulluk” giderek derinleşiyor, çocuklarımız “sağlıklı” beslenemiyor ve beslenme krizine barınma krizi de ekleniyor.

Bu koşullarda “yeterli” beslenemeyen çocuklar “zihinsel” ve “fiziksel” gelişim sorunları yaşıyorlar.

Yetersiz” beslenme,sağlık problemlerine yol açıyor, böylece çocuklarımızın sağlıklı yaşamı ve geleceği “tehdit” altına giriyor.

Oysa; çocuklarımız geleceğimizi şekillendirecek olan en önemli varlığımız ve zenginliğimizdir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’in verilerine göre; 6 ay ve daha büyük yaş grubundaki çocukların yüzde 62.4’ü ekmek ve makarna gibi tahıl ürünlerini içeren yiyecekleri her gün tüketiyor.

Çocukların sadece yüzde 12’si et, balık veya tavuk tüketebiliyor.

Kuru baklagilleri her gün tüketen çocukların oranı; yüzde 10’da iken, peynir, yoğurt ve yumurta yiyen çocukların oranı da yüzde 57’de kalıyor.

Bir başka anlatımla; her 10 çocuktan 6’sı ekmek ve makarnayla beslenirken her 2 çocuktan 1’i de süte ulaşamıyor.

Bu arada, 10 çocuktan sadece 1’i et yiyebiliyor.

Unutmayalım ki; bir ülke çocuklarını “sağlıklı” besleyerek geleceğe hazırlayamıyorsa; bu sonuç, o ülke için “beka” sorunudur.

Ülkeyi yönetenlerin temel görevi de; yeterli beslenebilen, fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimi sağlıklı kuşaklar yetiştirmek ve “güvenli” koşullarda “barınma” ihtiyaçlarını gidermektir.

Sağlıklı beslenme ve güvenli ortamda barınma; TEMEL İNSAN HAKKIDIR.

BESLENME ve BARINMA KRİZİ TOPLUMU İÇTEN İÇE KEMİRİYOR…

Enflasyon; cebimize giren “hırsız”dır. Bu “hırsız”ı etkisiz hale getirmeden ne sağlıklı beslenme ne de güvenli bir ortamda barınma olası değildir.

Yurttaşlarımızın “açlıkla, yoksullukla” boğuşmasının, barınma ve beslenme “kriz”i yaşamasının ana nedeni de enflasyondur.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’in  verilerine göre; gıda enflasyonu yüzde 63.72.

Dünyanın birçok ülkesinde gıda fiyatlarında genel bir düşüş yaşanırken Türkiye’de tersine gıda fiyatlarındaki artış sürüyor.

Bu arada; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun verilerine göre; Şubat 2023 itibariyle dünyadaki gıda enflasyonu yüzde 69.

Türkiye gıda enflasyonunda dünyada 5’inci sırada.

Lübnan, Zimbabve, Arjantin, İran ve Türkiye…

Öte yandan; Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) deki Mart ayı artışını aylık bazda yüzde 2.29, yıllık enflasyonunu da yüzde 50.51 olarak açıkladı.

Bu arada; bağımsız iktisatçıların oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Mart ayı enflasyonunu yüzde 112.51, İstanbul Ticaret Odası (İTO) da yüzde 73.2 olarak açıkladı.

Öte yandan; enflasyonda önlenemeyen artışın yanında, ekonominin diğer göstergelerinde de “bozulma” yaşandığı gözleniyor.

Merkez Bankası’nın net rezervi eksi 41.6 milyar dolara kadar düşerken, işsiz sayısının 7.9 milyona ulaştığı, bu arada devletin de, yurttaşın da borcunun arttığı görülüyor.

Sonuç olarak: Seçim ortamının  en önemli gündem maddesi ekonomi.

İşsizlik, yoksulluk, pahallılık, beslenme ve barınma krizi, toplumu içten içe kemiriyor.