İç içe giren ve birinin diğerini tetiklediği şiddet ve yoksulluğun oluşturduğu manzaralar; demokrasi, özgürlükler ve toplumsal barış açısından hepimizi kaygılandıracak bir boyuta ulaşmıştır.

Çocukların, kadınların evde, sokakta istismara uğramaları, öldürülmeleri ‘’CİNNET’’ haline dönüşmüştür. Şiddetin günlük yaşamın her alanında sıradanlaşması, korku ikliminin yaygınlaşması, en doğal hak olan ‘’YAŞAM HAKKI’’nı ortadan kaldırmaktadır.

Bu durum; asla sürdürülebilir değildir. Bu arada; cezasızlığın kadın cinayetlerini körüklediği görülüyor.
Ekim ayında, bir haftada 6 kadının erkek şiddetinde can verdiğine ve bir kadının da evinde asılı halde yaşamına son verdiğine ilişkin haberlerle irkildik.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, ‘’Cezasızlık ve kadın politikasızlığı kadınlara yönelik şiddet ve cinayetleri artırmaktadır.’’ değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan; Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platfomu’nun Ekim ayı raporuna göre; 48 kadın öldürüldü, 28 kadın da şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
En değerli varlıklarımız olan çocukların sokakta, evde, okul yolunda ‘’cinsel istismara’’ uğradığı, öldürüldüğü ‘’cinnet’’ halini yaşıyoruz.

Türkiye'nin şiddet ve yoksulluk manzarası

Ülkemizin görünen, yaşayarak tanık olduğumuz şiddet ve yoksulluk manzarası şöyledir:
Caddelerde, sokaklarda şiddet, sıradanlaştı,
Can ve mal güvenliği endişesi yaygınlaştı,
Çocuklar, kadınlar ‘’istismara’’ uğruyor, korku bulaşıcı hale geldi,
Adalet arayışı toplumsal ihtiyaç haline dönüştü,
İşsizlik, yoksulluk, pahalılık hayatı çekilmez hale getirdi,
Emekliler, asgari ücretliler, dar ve sabit gelirliler, yoksulluğun pençesine itildi,
Sığınmacı sorunu; milli güvenlik problemine dönüştü,
İç politikada partiler arasında gerilim arttı.

Ekonomideki görünüm

Sanayide daralma devam ediyor, enflasyon yüksek seyrediyor, işsizlikte artış devam ediyor, yüksek faizin artacağına ilişkin işaretler yaygınlaşıyor. Ücretlilerin gelirleri ve alım güçleri düşerken fiyatlardaki artış önlenemiyor. Bu arada; piyasa verilerinde artan daralma ve düşen iç taleple birlikte şirketlerin karlılıkları da azalmaya başladı. Öte yandan; ekonomi yönetiminin ücretleri baskılayarak kredilere erişimi kısıtlayıp enflasyonu düşürme hedefinin tutmadığı görülüyor.

343 çocuk öldürüldü, 49 bin 251 çocuk sokakta çalıştırılıyor

Çocuk Hakları Merkezi’nin verilerine göre; yılın ilk 6 ayında 343 çocuk öldürüldü, çocukların ve kadınların katli ‘’olağan’’ hale geldi.
Bu arada; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verileri; sokakta çalıştırılan, dilendirilen ve ‘’istismara’’ uğrama riski bulunan çocuk sayısının 49 bin 251’e ulaştığını, bu durumunda endişe verici boyut kazandığını gösteriyor.

SONUÇ OLARAK

Çocuklarımız ve kadınlarımız ulusal zenginliğimizdir.
Çocuklarımızı ve kadınlarımızı özgürlük, refah ve güvenlik ortamında korkusuzca yaşatmak; devletimizin vazgeçilmez temel görevidir.