İki saattir bilgisayar ekranına doğru bakıyor. Zaman akar. Güneş doğudan batıya doğru ilerler. Sabahın ilk taze ışıkları yerini öğleden sonranın kuvvetli ışığına bırakırken Bernard Pras bilgisayar ekranına bakmayı sürdürür. Ekran büyür, şekiller, görüntüler üç boyutlu parçalar halinde ekranın dışına taşar, havada uçuşmaya, dans etmeye, kendi aralarında çekimsel bir yörüngeye yerleşmeye, konumlanmaya başlar. Büyülü açılar, hassas bir döngü içinde, farklı açılarda, birbirinden uzakta kendilerine yer bulur. Normalde arkadaş olması, bir araya gelmesi imkansız gibi görünen bu nesneler bir kader yoldaşlığıyla bir eserin parçalarını oluştururlar. Dışarıdan bakan fanilerin görmeyeceği ama Bernar Pras’nın zihninde şekillenen bu aykırı nesnelerin yoldaşlığı sanatçıyı gülümsetir, rahatlatır. Ne yapacağına karar vermiştir. Artık avlanma zamanıdır. Atık nesnelerin yığıldığı işportalar, bit pazarı, plastikçiler, ucuzcu dükkanlar, arkadaşların artık kullanmak istemediği ve kapının önüne koyduğu nesneler, hatta Fransız Kültür Merkezinin deposu ideal avlanma alanlarıdır. Mavi plastik bir kaşık, sarı bir çizme teki, iki dilim plastik kırmızı karpuz, plastik pembe bir leğen, gülen yüzlü sarı bir plastik çikolata kapağı, bir televizyon kasası, plastik ince borular, bir ütü tahtası, sarı peluş bir yastık, mavi parmak arası yoyo terlik, sarı bir çizme teki, bir çöp kovası ve diğer alakasız nesnelere bakarken şaşırmamak imkansız. Odanın bir köşesine sanki rastgele bırakılmış gibi duran bu garip objeler senfonisi, ancak belli bir noktaya konan mercekle bir anlam kazanır. Bu çok renkli, çok nesneli kaotik yapının bir araya gelip bir tabloya dönüştüğü an, gözünüzün merceğe baktığı andır. Pablo Picasso’nun efsane sevgilisi sanatçı Dora Maar bize doğru hüzünlü bir gülümseyişle göz kırpar. Pablo Picasso yaşasaydı, muhtemelen bu nükteli, kesinlikle yaratıcı, muhteşem kaostaki sanatsallığa bayılırdı diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. İzmir Fransız Kültür Merkezinde Dora Maar sergisindeyiz. Kültür Merkezinin Müdürü Caroline David Fransız sanatçı Bernard Pras’nın eseri hakkında bilgi veriyor. Bernard Pras gündelik sıradan nesneleri alıp anamorfik illüzyon tekniğiyle onlardan olağanüstü tablolar ve yerleştirmeler yaratmasıyla tanınan bir sanatçı. Pablo Picasso’nun ayak izlerini takip eden Bernard Pras, bu atık nesneleri mükemmel bir matematiksel dengeyle yerleştiriyor. Eser oluşum aşamasında, hassas ölçümlere ve titiz açısal konumlandırmaya dayanıyor. “Çocuklar ilk önce mavi arabaya saldırıyorlar. Onu ellerine almaya, ters konduğunu düşünüp düzeltmeye çalışıyorlar. Biz de arabayı olması gerektiği gibi ters dönmüş biçimde yerine monte etmek zorunda kaldık.” diyor Dilek Kurt. Fransız Kültür İşleri Sorumlusu konuşmayı Fransızcadan Türkçeye çeviriyor.”Sanatçı eserin çevresinde ziyaretçilerin yaklaşmasını engelleyici bir şeridin çekilmesini istemedi ama özellikle çocuklar eserin içine girip dolaşıyor, nesnelere dokunuyor ve ahşap platformun üzerinde dolaşmaya başlıyorlar. Biz çocuklara bilgi verirken bunun bir sanat eseri olduğunu ve dokunulmaması gerektiğini söylüyoruz. Çocuklar buna inanmıyorlar, bunun bir oyun olduğunu zannediyorlar. Sergiye çok büyük ilgi var. Özellikle çocuklar Dora Maar’a bayılıyor. O nedenle sergiyi Aralık ayının sonundan Ocak ayının sonuna kadar uzattık” diyor. Bu olağanüstü eser bozulmayacak, yok olmayacak, artık kalıcı olarak İzmir’de sergilenecek. Urla Nefes Alanı tarafından satın alınan Dora Maar, Ocak ayının sonundan itibaren Urla’da Nefes Alanında görülebilecek. Oyuncu Picasso’nun sanatçı sevgilisi Dora Maar artık İzmirli oldu. Sergiden ayrılırken, İzmirli Dora Maar halinden memnun çapkın bir şekilde gülerek, bize göz kırpıyor.