101. yılını Ulus olarak büyük bir coşku ile kutladığımız Cumhuriyet; Atatürk’ ün en kapsamlı bir çağdaşlaşma projesidir.
Cumhuriyet’ in omurgasını laiklik, eşit yurttaşlık, cinsiyet eşitliği, Ulusal Egemenlik yurtta ve dünyada barış felsefesi oluşturmaktadır.
Atatürk Cumhuriyeti; her türlü karanlığı reddeden, aydınlığı ve uygarlık yolunu temel doğrultu olarak benimseyen ve kimsesizlerin kimsesi olan bir yönetim şeklidir. Bu büyük bayramı gururla ve coşku ile kutluyoruz.
Cumhuriyet’i bize emanet eden ve yüceltme görevi veren Ulu Önder Atatürk’ ü saygı ile, rahmetle ve minnetle anıyorum.
Ekonomide uçurum büyüyor
Açıklanan veriler; ekonomide ‘’UÇURUM’’un büyüdüğünü gösteriyor.
Sanayide daralma devam ediyor, işsizlikte artış sürüyor, aylık enflasyon yüksek seyrediyor.
Yüksek faizin sürdürüleceğine ilişkin işaretler artıyor.
Bu arada; ücretlilerin gelirleri ve alım güçleri düşerken fiyatlar yükseliyor.
TUİK; aylık enflasyonu yüzde 2.97 olarak öngörülen hedefin iki katı düzeyinde açıkladı.
Enflasyonda yüksek seyreden oranlar, faiz indirimi olasılığını azaltırken vatandaşın faiz yükünün artacağı görülüyor.
Öte yandan; ‘’kötü’’ giden piyasa verileri, artan daralma ve düşen iç taleple birlikte şirketlerin karlılıkları da gerilemeye başladı.
Ayrıca; iktidar kanadı iyimser açıklamalar yaparken ekonomistler ise ‘’ beklentiler düzelmeli, enflasyon istenilen oranda düşmüyor, program öngörüldüğü gibi çalışmıyor’’ görüşünde.
Bugünkü tabloya bakıldığında; iktidarın ücretleri baskılayıp kredilere erişimi kısıtlayarak enflasyonu düşürme hedefinin tutmadığı görülüyor.
Enflasyon yıllık bazda yüzde 49.38 oldu.
Oysa orta vadeli programı (OVP) da 2024 yılı için enflasyon yüzde 41.5’e gerileyeceği öngörülüyordu.
Yedi haneden biri yoksul
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yayınladığı kitapçıkta yedi haneden birinin ‘’DERİN‘’ YOKSUL OLDUĞU BELİRTİLDİ.
Ailesinin yanından alınma riski bulunan çocuk sayısı ise 2012’ye göre yüzde 300’den fazla arttı ve geçen yıl 165 bine yükseldi.
Bu bağlamda; Aile ve sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılı faaliyetine ilişkin hazırladığı kitapçığında Türkiye’nin içinde bulunduğu ‘’EKONOMİK KRİZ’’ gözler önüne serildi.
Bu çalışma; adeta yaşanan ‘’ DERİN’’ yoksulluğun belgesi oldu.
Bakanlığın verilerine göre; 3 milyon 876 bin 933 hane ‘’aşırı yoksulluk’’ sınırının altında kaldığı için ‘’AİLE DESTEK PROGRAMI’’ kapsamına alındı.
Öte yandan; ailesinin yanından alınması riski bulunan çocuk sayısı ise 2012’de 37 bin 200 iken geçen yıl 164 bin 900 oldu.
Görüldüğü gibi; bu yoksulluk tablosu, sürdürülebilir değildir. Yoksulluk; sosyo-ekonomik sonuç olmanın yanında demokrasi ve toplumsal huzur için de ciddi bir ‘’ tehdit’’ oluşturmaktadır.
SONUÇ OLARAK
Yoksullukla mücadele; hükümetler için öncelikli politika olmalıdır. Sadece sosyal yardımlar ve desteklerle toplumsal huzur ve ‘’SOSYAL BARIŞ’’ sağlanamaz.