İmamoğlu iktidar için değişim manifestosunu aynı adlı web sitesinde açıkladı. (iktidaricindegisim.org )
Önce girişimi için Ekrem İmamoğlu’nu kutlayalım. Sonra manifestonun satır başlarına bakalım:
-Değişim fırsatı kaçırıldı
-Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanmadı
-Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi
-İktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi.
-Gelecek için sağlam değerlendirmeler gerekli
-Muhalefet güçleri olarak değişmek ve çok güçlü bir alternatife dönüşmek zorundayız
Bu saptamalardan sonra kamuoyuna çağrı var:
“Bunun için değişerek iktidar olma hedefiyle yola çıktık. Demokratik devlet isteyen her vatandaşımızı bizimle iletişim kurmaya, değişimle ilgili görüş ve önerilerini paylaşmaya davet ediyoruz.”
Kısaca notlarımı aktarayım:
“Muhalefet güçleri olarak değişmek ve çok güçlü bir alternatife dönüşmek zorundayız” ifadesi çok yönlü yorumlanabilir.
Muhalefet güçleri olarak değişmede öncelik CHP’ye veriliyor. CHP değişmeli, tamam ama nasıl?
Görünen o ki, önce yönetim değişmeli deniyor ama burada kastedilen Genel Başkan değişimi.
Bu isteğin, yani değişim görüş ve önerilerin, web sitesinde yorum yapacaklar tarafından dile getirilmesi bekleniyor doğal olarak. Ayrıca, “güçlü bir alternatife dönüşmek“ konusunda da yine yapılacak yorum ve önerilerden yararlanılması planlanıyor olabilir.
Seçimden sonra sürekli yinelenen “değişim” sözcüğünün içeriği bir türlü doldurulamıyor. Kanımca İmamoğlu’nun ekibi içinde yer alanlar henüz güçlü alternatif nasıl olabilir konusunda hemfikir değiller. Yeterli bilgi birikimi ya da öngörüleri yok demek haksızlık olabilir ancak siyasette akşamdan sabaha güç devşirmek kolay değil. Süregelen mücadeleler içinde kırılma noktasını bulabilmek veya evrilme anını yakalayabilmek her siyasetçiye nasip olmayabilir.
Ecevit’in 12 Mart Muhtırası’na karşı çıkmayan Kâmil Kırıkoğlu ve ekibine tepki göstererek istifa etmesi, onu CHP Genel Başkanlığına taşıyan bir aşamaydı. Bir yandan iktidardaki askeri vesayetle kurulan Nihat Erim Hükümeti, öte yandan eski CHP’li Nihat Erim’e itiraz etmeyen bir CHP yönetimi. İkisini aynı kefeye koyduğunuz zaman karşılarındaki Ecevit özgürlükçü bir lider olarak sivrildi.
Şimdi manifestoda “İktidarın en zayıf olduğu koşullarda hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçimleri kaybedildi” ifadesi doğrudan Cumhurbaşkanı adayını hedef almıyor mu?
Söylenecek söz çok. Sözün özü; CHP’de genel başkanlığa adaylık aşamasına gelme süreci kolay değildir.
Bunu hep birlikte izliyoruz, izleyeceğiz…