İsviçre Türk Hekimleri ve Sağlık Çalışanları Birliği'nin (İTHSAB) Sağlık Bakanlığı'na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına gönderdiği dilekçelerini sizlerle paylaşmak istiyorum:
İzmir’e 20 km uzaklıkta bulunan Efemçukuru köyünde işletilmekte olan altın madeni Tüprag Şirketi’ne ait olup, 2011 yılından bu yana çalışmaktadır. Bu bölge İzmir’in tek arseniksiz su havzasıdır. Bu bölgede İzmir'in su ihtiyacı için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması planlanan Çamlı Barajı’na altın madeni nedeniyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca izin verilmemektedir.
Altın madeni kapasitesini 2.5 kat arttırmak üzere 2012 yılında aldığı yeni ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporuna çevreciler tarafından itiraz edilmiş olup, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin tayin ettiği bilirkişi heyetiyle 17 Eylül 2014’de maden mahallinde keşif yapılmıştır. Bilirkişiler tarafından toprak, su ve atıklardan alınan örneklerin tahlilleri sonucunda hazırlanan raporda; XRD analizinde tespit edilen bazı minerallerin ÇED raporu ile uyumlu olduğu, kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür (S) ve ağır metallerden, arsenik, kadmiyum, bakır, kurşun, mangan, nikel, selenyum, çinko elementlerinin dünya kabuk ortalaması değerlerini aştığı ve bunlardan: Arsenik, kadmiyum, bakır, çinko elementlerinin ÇED raporu içeriğinde belirtilen değerlerinin çok üstünde olduğu, özellikle kadmiyum ve bakır seviyelerinin DKO (Dünya Kabuk Ortalaması) değerlerinin çok çok üstünde olduğu saptanmıştır. Sülfürün, su ile etkileşiminden, asit etkisi yaratacağı, bu durumun ise, başta arsenik olmak üzere ağır metalleri mobil hale getirip, yer üstü ve yer altı sularında ağır kirliliğe sebep olacağı belirtilmiştir. Ve ÇED izni iptal edilmiştir. Buna rağmen temyiz kararlarıyla, bu karara itirazlarla yargı süreci devam etmektedir. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi de (İZSU) yakın zamanda davaya müdahil olmuştur. Bu duruma rağmen madenin çalışması devam etmekte olup, yer altındaki çalışmaların nasıl işlediği, kapasitenin artıp, artmadığı bilinmemektedir.
Nüfusu 3 milyonu bulan bir şehrin suyuna karışan ağır metaller ve yapılmak istenen ama izin verilmeyen Çamlı Barajı söz konusudur. Diğer yandan İzmir'in suyunun yaklaşık % 40'ını karşılayan Tahtalı Barajı da madeninin kirlilik tehdidi altındadır. Kirli yer altı sularının biriktiği bölge kuyuları, akan dereler söz konusudur. Küresel ısınma nedeniyle, çok yakında susuzluk ortaya çıkacaktır. Kısaca, o havzada yaşayan canlıların ve insanların sağlığı söz konusudur.
Bu zehir saçan madenin derhal kapatılmasını arz ediyoruz.
İsviçre Türk Hekimleri ve Sağlık Çalışanları Birliği (İTHSAB)
Ne düşünüyorsunuz? Ne yapacaksınız? 50 milyon TL sermaye ile kurulmuş Kanadalı şirketin İzmirlileri kansere mahkûm etmesine göz yumacak mısınız?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da namusu ve şerefi üzerine söz vermişti bu madeni çalıştırmayacağına dair...