Neyi dönüştürüyorlar? Neyi yıkıyorlar? Sadece kenti mi? Ülkeyi de yıkıyor olmasınlar sakın; tarihsel, kültürel belleğiyle? Bireyler ve toplum tüm değerleriyle yok edilmek isteniyor olamaz mı? Yerine koydukları değerler nelerdir?
Bir kent sadece binalar, yollardan mı ibarettir? Kentler bireysel anılarımız kadar toplumsal kültürümüzü ve tarihsel belleğimizi de biriktirip, saklamıyorlar mı?
Bir bina bırakın bireyseli toplumsal, tarihsel belleği oluşturuyor olabilir! Onu yıkmakla, kişinin, toplumun belleğini silmiş olmaz mısınız? İzmir İktisat Kongresi’nin yapıldığı binayı yıkmakla neleri unutturdular? Böylesi süreçlerde birçok yıkım ve dönüştürme eylemiyle kentinize ve ülkenize yabancılaştırılırsınız. Kente ve giderek ülkeye ilginizi kaybedersiniz!
Sekiz bin beş yüz yıllık olduğu kanıtlanan İzmir’de yüz yıllık bina var mıdır acaba? Nerede bunca yıllık anılar? Kentlerimize yabancılaştırılmamız ülkemize de yabancılaştırılmamızı üretmiyor mu? Kentimiz ve ülkemiz onları yıkan egemenlerin boyunduruğuna girmiyor mu her anlamda; bilimde, sanatta, sporda? Böylece istedikleri toplumsal sürüyü oluşturmuyorlar mı?
Kent öğretir! Binlerce yıldır korunmuş bir kentte doğanlar, orada yaşamakla gördükleri ve yaşadıkları ortamda doğal olarak, gördükleri binalar, doğal parklar, kültürel alanlardan öğrenirler. Ataları buralarda ilk adımlarını atmışlardır, ilk seslerini çıkarmışlardır, ilk aşklarını yaşamışlardır bu kentte tıpkı kendileri gibi. Kentle bütünleşik yaşarlar; canlarını korudukları gibi korumaları bundandır.
İkinci paylaşım savaşının daha ilk gününde Polonyalı mimarların yeraltına çekilerek savaş nedeniyle yıkılacak binaların yeniden yapımı projelerine başlamaları, bireysel ve toplumsal tarihsel var olma istenci nedeniyledir.
Ülkemizde ve kentimizde bakın nasıl bir yıkım-kıyım var!
Neden gücü yeten kentini veya ülkesini terk ediyor? Kalanlar da istemiyorlar mı terk etmeği?
Sermayeye kâr yetmez, büyümesi gerekir yaşayabilmesi için. Bu nedenledir toplumların ve kişilerin fiziksel ve belleksel olarak öldürülmeleri…
Ne kentimizi ne de ülkemizi terk etmek istemiyorsak, sermayeye ve onun her türlü yıkımına karşı durmalıyız!