Mevsimler değişiyor, iklim değişiyor, yıllar ve insanlar değişiyor, yollar, sokaklar sahil çizgisi değişirken değişmeyen yegane şey bir İzmir çocuğunun kalbindeki fuar heyecanı olabilir.

Başına ne gelirse gelsin, ne sevimsizliklerle karşılaşırsak karşılaşalım, sadece güzel anıların hatırlandığı ve her sene onların tekrar yaşanılacağının umulduğu, eğer gidilmezse garip bir suçluluk hissedilen Fuarımız yine sonbaharı müjdelemek üzere. Peki herkesin aradığı eski fuar nerede veya fuarı ne fuar yapıyordu İzmirli için. Bu soru bu yazının konusudur.

Hülya Gölgesiz Gediklerin, “50’li Yıllarda İzmir” kitabından araştırdığımızda, öncelikle Fuar’ı fuar yapan şeyin başka bir devirde kaldığını, başka çağın eğlencesi olduğunu görüyoruz. Mesela birçok ülkeden satın alınan hayvanlar ve özellikle Kongo’dan getirilen bir aslan fuarın ana atraksiyonlarından biri olmuş gözüküyor. Özellikle Hindistan Başbakanı tarafından İzmir’e hediye edilen İzmirlinin gözdesi olmuş ve kurtlar, ayı yavruları, pars, ceylanlar dağ keçilerini görmeye fuar zamanında hafta içinde 7-8 bin, hafta sonu 24-25 bin kişi gelmiştir. O dönemde, Mohini’nin lokmasını sayan İzmir halkı, çok yiyen insanlara “Mohini gibi yer” diye minik şakalar yapmışlardır.

Bilge Umar, Fuar’ın, her zaman bir işlevselliği olduğunu, ticaret ile alakası olmayan ezici bir çoğunluk için kocaman bir park olan fuarın aynı zamanda ticaret yapılan yerde bulunmak manasına geldiğini de belirtir. Hiçbir zaman binmeyecekleri traktörleri, yapı gereçlerini, hatta helikopterleri sanki bir ihtisas fuarındaymış gibi gezen halkın, gerçek alıcılardan çok daha meraklı olduğunu belirtir. Bununla birlikte sene içinde İzmir çarşılarında bulamayacağımız birçok ürünü mesela Eskişehir taşından yapılmış at başı şeklindeki kitap desteklerini, sadece fuar zamanı Fiskobirlik’in ürettiği şekerle kavrulmuş fındığı, Tariş’in koruk suyunu sadece fuar zamanı tüketebilirdi İzmirli. Bu sadece yoksulların normal zamanda ulaşamadığı ürünlere ulaşımı manasında değil, varsılların da bazı ürünler için fuarı beklemesini getirirdi.
 
Kış aylarında da İzmir’e restoranlara ve gazinolara gelen, Hamiyetler, Müzeyyenler, Zekiler fuarda sahne alırlarken, fuara özel olarak gazinoların yapısından doğan nedenlerle, ses dışarıda duyulabilir, içeride yemekli içkili sanatçıyı izleyenlere, dışarda çimlerde oturan, ekmek arasına yaptığı kızartmayı yerken, sanatçıyı dinleyip eşlik edebilirlerdi.

Bununla birlikte sadece fuar zamanlarında aktif olan lunapark her sene yeni bir özelliğini şehre bildirir ve fuarı özel kılardı. Bu bir sene yenilenmiş dönme dolap olurken, benim neslim için korku tünelinin girişinde dev goril olmuştur. Sadece fuar zamanlarında konuşturulan bu gorile bakarken büyülenen nice çocuk kaybolarak fuar karakolunda ailelerinin onları almasını bekler. Bununla birlikte ekseriyetle Fuar’a gelen Apollo Sirki, ipli ve motosiklet üzerindeki akrobasi gösterileri sergilerler. Hikmet Bozkurt, bu gösterilerden sonra uzun süre etkisinden kurtulamayan İzmir halkının onları taklit etmek isterken başlarına türlü kazalar geldiğini bildirir.

Sancar Maruflu’ya göre, fuar çevre iller için de beklenen bir etkinliktir. TCDD gibi birçok kuruluş sadece fuar ziyareti için çalışanlarına biletler çıkartır, bu insanların İzmir’de fuarı görmek ve İzmir’i ziyaret etmek için birkaç gün geçirmelerini sağlardı.

Görünen o ki, fuarı fuar yapan iki şey vardı. Birincisi sadece ama sadece fuara özel olan ürünler, ünlüler. Normal zamanda asla tadamayacağınız tatları, göremeyeceğiniz insanları görebildiğiniz bir yerdir fuar. İkincisi İzmirlinin, sınıfsız bir eğlence anlayışına kavuşmasıdır. Zengin ile fakiri birlikte eğlendirir fuar. Zenginler ticaret yaparken, onlar gibi dolanan, grayder deneyip fiyatını soran memurlar, aynı şarkıya farklı yerlerde ama aynı anda eşlik eden insanlar o birlikteliği getirir. Fuarı fakir eğlencesi olmaktan ziyade zenginler için de albenili bir yer olarak görmemek, şehrin kalbur üstüsü ile birlikte olmamak şu anki fuarlarda en çok hissedilen şeylerden biri olabilir.

Velhasıl, başka zamanların neoliberal adetlerin ve tutumların olmadığı, bizim şimdi sahip olduğumuz hassasiyetlere sahip olmayan insanların dolandığı ama İzmirlinin hep beraber olduğu, birlikte eğlendiği ve birlikte yorulduğu bir yerdir fuar. Umarım bu sene de öyle olur. Hoş geldin fuar…