Şimdi Sevgi Yolu’nun olduğu yer İspitalya Mahallesi’nin bir ucuydu.

Şimdi, Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nin olduğu bölgeye yakın Hollanda Hastanesi ilk burada, Hollandalı denizciler için 1675 yılında kurulmuştu. Kendi çocuklarına sahip çıkıyordu böylelikle Hollandalılar. Az ilerisinde İtalyan Hastanesi vardı. Yine İtalyanlar kendi çocuklarına bakarken, bunun dışında gariplere de hizmet ediyordu bu hastane. Fakat Katolik değilseniz sizden yedi kuruş ücret alıyordu.

Şimdi Behçet Uz Hastanesi ile APİKAM arasında kalan yerde ise Rum Hastanesi, Aya Haralambos bulunuyordu. Büyük yangından evvel Anadolu’nun en büyük hastanesi burasıydı. Her milletten hastanın zengin ya da fakir, parasız tedavi edildiği hastaların mektuplarında anlatılıyordu. 1920 yılında 400 yatağı olan bu hastanede, 50 yataklı bir huzurevi ve 120 yataklı akıl hastalıkları kliniği vardı.

Çeşitli hastaneler, şimdi Alsancak Nevvar Salih İşgören Hastanesi’ne kadar uzanıyordu. O zamanlar Alsancak Devlet Hastanesi, Fransız Hastanesi olarak işletiliyordu. Yani özetle sahilden Şair Eşref Bulvarı’na, Alsancak Hastanesi’nden, Hilton’a kadar olan bölge, şehrin ve hatta Doğu Avrupa’nın sağlık merkeziydi. İnsanlar İzmir’e tedavi olmak için gelir, tedavi olup dönerdi.

Sonra yangın oldu. Hastaneler dahil, dönümlerce arazi yandı. Yangın yeri fuar oldu, Rumlar’a ve Ermenilere ait olan yerler ekseriyetle belediyeye geçti. Belediyelere geçen bölgeler atıl kaldı, Hilton arazisi neredeyse yüz sene boyunca odun deposu olarak kullanıldı. Velhasıl Burhan Özfatura, başkanlığının son günü Hilton’un arazisini satmaya karar verdi.

Avukat Senih Özay, Ramis Sağlam’ın 2020 yılında Evrensel Gazetesi’nde yazan haberinde o günleri şöyle anlatıyor: “Biri Hilton International Co., General Dynamic Corparation ve Shaker Holding. Bir de yanlarına Mehmet Nazif Günal’ı ve onun şirketi olan Günal İnşaat Sanayi Ticaret AŞ.’yi alarak Büyükşehir Belediyesi kapısından girip “Sen 6605,75 m2’lik arsanın mülkiyet hakkını bize verirsen biz de Günal İnşaat’la binayı yapar, Hilton’u işletir, İzmir’de de turizmi geliştiririz, otopark (Kahramanlar otoparkı) gelirinin yüzde 50’sini de Büyükşehir Belediyesi’ne kaydırırız demişler”

Velhasıl 33 sene boyunca bir kuruş para almaz belediye. Yakın zamanda da Hilton otelcilik çıkar binadan. İzmir’in turizmi gelişse de bu İzmir’e ve İzmirliye pek bir katkı sağlamaz. İzmir’in tam göbeğindeki arsa resmen İzmir’e hiçbir katkı sağlamadan kullanılır.

Şimdilerde, Başkan Cemil Tugay “bize gelen resmi bir talep yok” dese de şehirde Hilton’un bir hastane için kullanılacağına yönelik şaiyalar dolaşmakta. Yüzde 33’ünün belediyeye ait olduğu arazi için diğerlerinin daha çok söz hakkı olduğunu söylemekte doğrudur. Ama yüzde 33’lük bir ihtimal, bir zamanlar hastane olan bir semtte tekrar hastane olup halka hizmet vermesini sağlayabilir. İspitalya’yı tekrardan zengin turistlere ait bir semt olmaktan çıkartıp, halkın semti yapabilir. İzmir’in en güzel manzaralarından birini zengin turistler değil, hastalar görür. Bir belediye başkanının halktan çaldığı yeri tekrar halkın yapmak için yüzde 33 bazen çok bile olabilir.