İzmir Körfezi ile Kuşadası Körfezi’ni birbirine bağlayan ve tarihin binlerce yıldır üzerinde yazıldığı yol, İzmir’den çıkar çıkmaz güneye inerek Belevi’ye girer.

Buradan batıya dönülürse Kuşadası Körfezi’ne, doğuya sapılırsa Küçük Menderes Havzası’na gider. Otobandan başlayan yolculuk Belevi’den itibaren tek şeritli bir yola, tarlaların arasında sürüp giderken Ege’nin kokusunu içinize çekmenize imkan verir.

Evliya Çelebi’nin üzerinde gezdiği bir yoldur burası, “kırık dökük birkaç beyitle elimizden geldiği kadar övgüye cüret edip yazdık” der Çelebi, Tire için “Süleyman Han, Rodos fethinden gelip Süleymanî otağını bu Bal Pınarı’nda kurup kırk gün zevk-ü sefa edip orada olan âbı hayat sularından içip ‘Bârekallah bal pınarı’ dediklerinden Bal Pınarı diye meşhur olmuştur” diye başlar.

Evliya Çelebi’nin doğuya dönüp Tire’ye ulaştığı yol, Torbalı’nın gelişmesi ve büyümesi ile ihmal edilmeye başlanır ve Aydın otobanı da yapıldıktan sonra da iyiden iyiye unutulur. Belevi ve Tire arasında duble yol talep eden Tirelilerin ısrarları 2010’da sonuç verir ve internet sitelerine “Başkan istedi, Bakan olur dedi” diye haberler girilir. Fakat herhangi bir çalışma başlamaz. 2011 yılında genel seçimler öncesinde yine söz verilir ama yine olmaz. Tirelilerin bitmez talepleri neticesi ile dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım 2016 yılında bir yol çalışmasının yapılacağını, 2015 yılı sayımlarına göre yaklaşık 2 bin 500 aracın geçtiği bu yolun bir duble yol olarak inşa edilmeye başlanacağını ve 2018 yılında bu yolun bitirileceğini müjdeler.

Tire yolu “ölüm yolu” olarak anılmaya başlanmıştır artık. 20,5 kilometrelik bu yol Binali Yıldırım döneminde bitirilmez. Yerine gelen Mehmet Cahit Turhan döneminde de ancak 5,4 kilometresi tamamlanabilir.

2020 yılının temmuz ayında, makilik alanda meydana gelen yangına müdahale etmeye çalışan Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı arazöz hızla giderken devrilir ve iki orman işçisi şehit olur, ikisi yaralanır.

2021 yılına geldiğimizde ise 12 kilometrelik yapılacak yol vardır daha. 12 kilometre için ayrılan bütçenin yolun ancak 2 senede bitirilmesini sağlayabileceği ortaya çıkar. Yolun en başından beri yapılması için çaba sarf eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel yolun bitirilmemesini, ‘Rant oluşturulamadığı, yolun yapımından birilerinin para kazanması sağlanamadığı’ gerekçesine bağlar. En nihayetinde buncacık yolun bitirilememesinin başka bir nedeni de gözükmez.

2025’e kadar geçen süre zarfında, yol ağır bir şekilde yapılırken, hali hazırda Çayırlı ve İbni Melek köylerinin içinden geçen yol projesi daha güneye alınarak, zeytinliklerin üzerinden geçecek bir güzergah çizildi. 17 Ocak tarihinde Resmi Gazete’de çıkan bir kararla; araziye girilerek yol yapım çalışmalarının tamamlanması amacıyla taşınmazlar ile üzerindeki müştemilatın Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildi. Yasalara uygun bir kararda, hangi parsellerin kamulaştırılacağı açıkça yazılması gerekirken, bu yetki Kara Yolları’na devredildi. Sadece 1,5-2 kilometrelik bir yol için Çayırlı köyünde binlerce zeytin ağacının tamamen Kara yollarının inisiyatifi ile kesilmesi anlamına geliyordu bu karar.

Köylülerden Fethiye Yıldırım, Pazartesi günü Tire’de yapılan basın açıklamasında şunları dedi: “Sadece 1.5 kilometrelik yol için yüzlerce ağacımızı yok ederken acı çığlığımızı görmeyen vicdanlara seslenmek istiyorum; kimseden sadaka, merhamet dilenmiyoruz. Biz olanı istiyoruz. İnsanların ekmeğini yok etmek hiçbir vicdana sığmaz. Bu süreçte çaldığımız bütün kapılar yüzümüze kapandı. Bizi görmediler, duymadılar. Ancak mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek, canımız pahasına da olsa vazgeçmeyeceğiz. Sonucu ne olursa olsun, emeğimizi ekmeğimizi korumaya devam edeceğiz. Bu bizim en doğal hakkımız."

Gerekli rant oluşturulamadığı için senelerdir ağır aksak yürüyen projede aranan rant bulunmuşa benziyor. Ve fakat bunun karşılığı köylülerin yüzlerce yıldır elleriyle büyüttükleri zeytinleri kesmekten geçiyor. Birilerinin arazisine yolun daha yakın olması için, binlerce ağaç hem de kanunlara uygun olmayan bir şekilde kesilmek isteniyor. Görünen o ki Çayırlı köylüsü buna direnecek. Ağaçlarını vermeyecek. Böyle bilinsin, böyle yazılsın.