Yerel seçim bahis dönemi açılalı hayli oldu, başta partililer toplumun birçok kesiminde ‘kimi aday gösterecekler’ üzerine bahisler dönüyor… Takım elbise, kravat, gömlek zaten bilinen bahis ödülleri ama bu kez iddialar büyük, bahisler de yüksekten gidiyormuş!..
AKP’de Hamza Dağ diyenler kazandı ki, zaten çoğunluk bu görüşteydi. Ancak Ceyda Bölünmez Çankırı aday gösterilseydi, AKP’nin İzmir’de daha fazla oy alacağını düşünüyordum, olmadı. Örgütte daha etkin olan Hamza Dağ tercih edildi. Bu isimle parti sadece kemikleşmiş tabanından oy alabilecektir.
CHP’de adaylıklar belli olunca şans kime gülecek bunu göreceğiz; ama görünen o ki son dönemece girildi. Açıklamanın gecikmesi nedeniyle İzmir’de yaşanan sıkıntı ve parçalanma artık Ankara’da da fark edildi sanırım. İzmir’de büyükşehir ve ilçelerin topluca açıklanması bekleniyor, gecikmenin bir nedeni olarak bu gösteriliyor.
Son düzlükte adı öne çıkanlar da netleşmeye başladı. Gelin şöyle bir öne çıkan isimlerin güçlü ve zayıf yanlarına göz atalım…
Tunç Soyer hala favori olarak gösteriliyor. Raylı sistem projeleriyle öne çıkıyor, 5 yıllık hizmet döneminde iktidarın baskılarına rağmen kısıtlı mali kaynaklarla hizmet vermeye çalıştı. Eleştirildiği en önemli iki konu, belediye personel sayısındaki artış ve konserlere gereğinden fazla kaynak ayırması. Evet, özellikle 9 Eylül konseri çok ses getirdi ama maliyeti de bir o kadar yüksekti. Tabii kurultayda konumlandığı yer de tartışmaların başka odağı, Özgür Özel ‘Kurultay geçmişte kaldı’ diyerek bunlara takılmadığını söylüyor ama takılanlar çok!.. Özellikle de başta genel merkez ekibi olmak üzere elini taşın altına koyup Özgür Özel için çalışanlar…
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay da iddialı isimlerden. Özgür Özel için canını dişine takıp çalıştı, kurultay öncesi pek çok kente gidip delegelerle görüştü. Çoğunluğun ‘Kılıçdaroğlu kazanır’ dediği kurultay öncesi siyasi geleceğini riske attı, ikili oynamadı; sonuçta aldığı riskin bir karşılığı olmalı. Zaten aday adaylığını da Özgür Özel’e sorarak açıkladı. Klasik anlamda bir siyasetçi değil, doğruları net söyleyen biri; Karşıyaka’da yapmak istediklerinin tamamını hayata geçiremedi bunların bir kısmında doğrudan ilçe belediyesi sorumlu olmasa da Karşıyakalı bunun çok ayırdında değil. Vatandaş, ‘bunu büyükşehir yapmalıydı’ argümanına sıcak bakmıyor. Kokan körfezi, Büyükşehir’e ait sahil rekreasyon alanındaki başı bozukluğu ilçe belediyesine fatura ediyor.
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, başkanlıkta tecrübeli ve siyaseten de en deneyimli isim. Siyasi kariyerini Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile noktalamak istediği öteden beri biliniyor. Bu iddiasını hiç kaybetmedi, Konak’ın kemikleşmiş sorunlarının çözümünün de Büyükşehir imkanlarıyla mümkün olacağının farkında.
Buğra Gökçe’nin en büyük avantajı kenti, belediyeyi tanıyor olması. Bu açıdan şansı var ancak her ne kadar kendisi aksini söylese de üzerine yapışan ‘Ekrem İmamoğlu’nun adayı’ söylemi en büyük handikapı.
Önceki dönem Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila genç ve iddialı bir isim. Genel Merkez ile ilişkileri iyi, dinamizmi avantajı ama Büyükşehir için erken diyenler çoğunlukta.
Ön seçim isteyen aday adayları mevcut üyelik yapısıyla genel merkezin bu yola başvurmaması nedeniyle amaçlarına ulaşamadı. Çeşitli faktörlere dayalı üyelik yapılanması bu partinin en büyük handikabı, önümüzdeki dönem bu soruna el atılırsa sağlıklı ön seçimler mümkün olur ve ideali de budur.
Genel Merkezin yapacağı en büyük hata, bunca güçlü isim varken tutup tepeden inme birini aday göstermek olur. Selin Sayek Böke bu anlamda seçmende de örgütte de sıkıntı yaratacaktır. Tabii şapkadan adı fazla öne çıkmamış bir isim de çıkabilir, bu da mümkün. Ancak daha öncelerde de hep yazdığım gibi, artık İzmir’i daha fazla bekletmemeleri gerekiyor.