Suriye meselesinde son kartlar da dağıtıldı, masanın kazananı tartışmasız 8 yıldır konumunu korumayı başaran Esat rejimi oldu. Kaybedeni biliyoruz!..
Dünyanın iki süper gücü ABD ile Rusya arasında savrularak geçen onca yıl sonra Türkiye’nin sınırlarını rejim askerlerinin koruyacağı iki gün önce yapılan anlaşmada teyit edildi. Putin açıkça ‘bölgede geniş mutabakat şart’ dedi, bunun ne anlama geldiği açık, Şam ile yeniden ilişki tesis etmek.
Tam da bu durumu anlatan bir hikaye vardır. Eşeğin üzerindeki ağa ile yanında yürüyen yanaşması uzunca yol kat etmiştir, Ağa biraz eğlenmek için yanaşmaya yoldaki büyükçe bir pisliği gösterip ‘bunu yersen eşeğe sen binersin ben yürürüm’ demiş. Yorgunluktan bitap düşen yanaşma pisliği yemiş, ağa şaşkın ama eşekten inip yerini vermiş. Epey yol gitmişler ağa bitap, ‘ordan inmek için ne istersin’ demiş, yanaşma yoldaki büyük pisliği gösterip ‘bunu yersen eşeğe sen binersin’ demiş. Ağa yorgunluktan perişan, oturmuş pisliği yemiş, düzen yine eskiye dönmüş yanaşma yürüyor ağa yine eşek üzerinde. Dönüp birbirlerine şöyle demişler; ‘biz bu pisliği niye yedik?’
Türkiye’nin Suriye macerası tam da bu hikayeye uygun işte, sonunda Şam rejimi ile anlaşılacaksa, bunca yıldır yaşananlar, verilen canlar, harcanan büyük paralar, ülkenin mülteci dolması…Niye yaşandı? Ortadoğu bataklığına saplanmanın bedeli çok ağır oldu.
Başarı değil, yandaşlık sıralamasında zirveye oynamak …
Ege Üniversitesinde bir haftadır, sınır ötesi operasyona destek için rektörlük tarafından düzenlenen ‘etkinlik’ konuşuluyor. İktidara ‘selam durmak, ben buradayım’ mesajı vermek için çeşitli yöntemler geliştiren rektörler, anlaşılan operasyonu da fırsat bilmiş.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, geçen hafta senato üyeleri bazı öğretim üyeleri ve bir grup öğrencinin katılımıyla kampüs alını içinde bir tören düzenledi. Rektör, AKP li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler düzdüğü konuşmasında ‘sayesinde büyük zaferler elde ettik’ dedi. Dualar okundu, yetmedi tüm katılımcılara bir de asker selamı verdirildi. Bilimsel başarı için çırpınan öğretim üyeleri arasında rahatsızlık had safhada!..
Gerçekten, üniversitelerden bilimsel çalışmaları ile öne çıkmaları beklenir. Rektörler, kurumlarını dünya sıralamalarında en üstlere taşımak için gerekli alt yapıyı hazırlar, üniversitenin önünü açar.
Ege Üniversitesi İzmir’in ilk, Türkiye’nin de en köklü eğitim kurumlarından biri. Aydınlık, ilerici, laik, demokrat yapısı ile anıldı yıllarca. Hocalarıyla, mezunlarıyla hep bu değerleri öne çıkardı, siyasete alet olmadı, iktidarlara selam duran bir anlayışı barındırmadı. Ama her şey kirlendi…Rektörün bu ‘etkinliği’ Saray katında eminiz karşılık bulmuştur.