Kongre sürecinin başladığı İyi Parti’de hareketlilik had safhada…Kuruluş aşamasında bu kadar gelişip güçlenmesine pek de ihtimal verilmeyen, önüne pek çok engel çıkartılan İP, Akşener’in liderliğinde iyi bir performans sergiledi ve kadrolarının büyük kısmının içinden çıktığı MHP’yi katlayıp kenara koydu!.. Oy desteği artan partilerde olduğu gibi burada da çekişmeli bir kongre süreci yaşanması bekleniyor. Ancak farklı siyasi geçmişleri olanların toplandığı partinin bu süreci en az hasarla atlatması için Akşener, örgütleri kendisine bağladı ki bu partilerde görülen bir durum değildir. Demek ki örgüt yapılanması konusunda çok titiz davranacak, kongrelere tüm ağırlığını koyacaktır.

Bu anlamda İzmir özel bir ilgiyi hak ediyor sanırım ama önce mevcut yapıya bir göz atalım. Partinin iki milletvekilinden biri olan Dervişoğlu, MHP kökenli, Ülkü Ocakları ile başladı ve bu partide il başkanlığı, adaylıklar dahil uzun yıllar etkin siyaset yaptı. Diğeri Aytun Çıray, müsteşarlık dâhil, devletin çeşitli birimlerinde görev almış bir hekim. DYP’de etkin bir isimdi, ön seçimleri kazandığı halde bu partinin fena halde gadrine uğradı. ANAP’a geçti ama parti barajı geçemediği için yine seçilemedi; milletvekilliği ancak CHP’de nasip oldu. İP’nin kuruluşunda bu partiye geçen milletvekillerinden biri ve o günden bu yana o da partide etkin bir isim.

Baktığınızda iki milletvekilinin farklı siyasi geçmişleri var ve benim gözlemim öyle yakın siyaset yaptıkları da söylenemez. Mevcut il yönetimi ise Dervişoğlu çizgisinde; zaten hep birlikteler. İl Başkanı Kırkpınar da MHP’den gelen bir siyasetçi. Zaten aile olarak hep o partide yer almışlardır. Aytun Çıray ile il yönetiminin yakın olduğunu ise düşünmüyorum.

Şimdi Akşener’in İzmir’de bir denge oluşturması gerekiyor. Üzerine fazlaca MHP sinmiş bir yapının CHP karşısında güçlü değil sadece bir rakip olacağını değerlendirecektir. İP’nin İzmir’de artık yıllardır CHP ile bütünleşmiş seçmen yapısını kırmanın yolu, dengeli bir değişimden geçer.

Sansür yasasını bilerek ertelediler      

Bana göre bizim kısaca Sansür Yasası dediğimiz dezenformasyon yasasını erteleyip yeni meclis dönemine getirmelerinin nedeni, tepkilerden kaynaklı değil. Şimdi de tepkilerimizi dile getiriyoruz, dinleyen yok!.. Ne zaman halka kulak verdiler, halkın çıkarlarını gözettiler ki? Bunu şimdi yapıyorlar ki tam seçim arifesinde sansürü dayatacaklar. Yasa, Anayasa Mahkemesi'nden dönmek zorunda zira her yönüyle Anayasa’ya aykırı. Ama kim dinler?.. Yine de işi sağlama alıp şimdi çıkartıyorlar ki AYM’ye başvuru, karar süreci vs. derken seçime kadar bu yasayı uygulayıp istedikleri sansürü yapabilecekler… Muhalif her türlü haber açıklama sansüre takılacak, ‘yalan haber’ denilip hapis cezaları verilecek, her gün türlü yalanla çıkan yandaş medya dilediği gibi at oynatacak; hesap bu!..