Aday listeleri de kesinleştikten sonra seçime kalan şu sayılı günde bütün parti örgütlerinin, adayların, partilerine gönül veren üyelerin… sahaya çıkıp ulaşabildikleri en fazla seçmene ulaşması; partisinin en fazla milletvekilini Meclis’e gönderebilmesi için gece gündüz çalışması lazım değil mi?..
Bakalım bu listeler örgütleri motive edip çalıştırır mı, listelere bakan parti emekçisi kadınlar (ki onların işi her seçimde mahallelerde evlere girip oy toplamaktır, sonrasında pek yüzlerine bakılmaz) acaba ‘bunlar için çalışmaya değer’ diye düşünür mü?
Misal, AKP’nin geçmiş seçimlerden de bildiğimiz güçlü bir kadın örgütü vardır. Özellikle dini hassasiyeti yüksek kesimlere, buradaki ev kadınlarına rahat ulaşırlar, yoksul hanelere devletin sosyal yardımlarını dağıtırlar… Ancak AKP uzun zamandır öyle güçlü kadın yapılanmasının kalmadığı, örgütlerin zaten değersizleştiği bir dönemi yaşıyor, o ayrı ama, yine de sahaya sürecekleri cefakar kadınları vardır elbette!..
Şimdi örgütün bu çalışkan kadınları listeye bakacak ve kimin için çalışacağını tartacak!.. AKP’nin il başkanı Kerem Ali Sürekli’yi atmışlar 2. bölgenin 5. Sırasına. Yani, ‘sen burada harcan, ama önündekileri Meclis’e göndermek için çalış’ demişler. Yıllardır örgütü ayakta tutan İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, 29 yaşındaki liste başını, İzmirle alakası olmayan, Meclis’te küfür ve saldırganlığı ile bilinen futbolcu eskisini Meclis’e göndermek için çalışacak öyle mi? Kendisi bunu içine sindirir mi, hadi onu geçtim; örgüt emekçileri içlerine sindirir mi?
Birinci bölgeye bakıyoruz, ‘İzmir’in spor kulüplerini acaba bilir mi?’ diye düşündüğümüz İstanbullu Spor Bakanı liste başı. El Mecbur, bakanlar Meclis’e taşınacak; örgüt de taşıyacak. Öyle buyurdu Reis!
Bu bölgede, mesleğin onurlu, objektif duruşunu, mesleğine yansıtmasıyla ilgili ciddi soru işaretleri olan birinin adaylığı da tartışma konusu. Partili kadınlar umarım kendisini özellikle dini hassasiyetleri yüksek semtlerdeki kadınlara, yoksulluğun hüküm sürdüğü evlere götürür; belki böylece bir ‘aydınlanma’ yaşar kendisi… Bilmiyorum, belki de ‘yerim garanti’ diye düşünüp Çeşme, Alaçatı taraflarında konuşlanır; kim bilir?.. Bu bölgede Deniz Baykal artığı fırıldak bir Savcı Sayan var ki, artık örgüt onu neresinde taşır bilmem…
Kısacası, AKP listesi, örgüt lideri il başkanının bile harcanıp, İzmir’e hayrı olmayacak isimlerin Meclis’e gönderilmeye çalışıldığı bir liste görünümünde; örgüt de bunu görüyordur diye düşünüyorum.
CHP listesine gelince, ittifakın yükünü bu partinin üstleneceği herkesin malumuydu, öyle de oldu. Evet, seçilebilir yerlerde parti örgütünden çok az isim var ama bu da kimseye sürpriz olmasa gerek!.. Kısacası kavgaya mahal yok, malumun ilanı bir aday listesi olmuş işte…
İYİ Parti derseniz, listesinden ziyade, Aytun Çıray’ın adaylıktan ‘vuruşarak çekilmesi’ ile gündemi işgal etti. TİP, İzmir’de onurlu meslektaşımız İrfan Değirmenci’yi Meclis’e gönderir, göndermeli!.. Rüzgarları çok iyi, iki vekil bile alabilirler… Sözün özü, İzmir’de zaten varlık gösteremeyen AKP en kötü liste ile sahaya çıkıyor, CHP listesindeki ittifak ortağı partilerin örgütleri de iyi çalışırsa bu listeden hayli vekil gider, İzmir’de çok partili bir milletvekili dağılımı ortaya çıkar.