İhtiyacımız, sessiz-suskun toplum değil; eleştirel, konuşan toplumdur. Konuşan toplum; demokrasinin de, adalet de, hakça paylaşımın da ‘’DÜZENLEYİCİ’’ faktörüdür.
Özgürlükçü demokrasi, adaletin de duygusu ve güven veren kamu yönetimi; korkusuz, mutlu yaşamın hem belirleyicisi, hem de yol haritasıdır. Bu bağlamda; ‘’iyi’’ yönetimle ‘’kötü’’ yönetimi ayrıştıran fark; çoğulcu-çok sesli demokrasi, saydamlık ve adalet duygusudur.
Her türlü felaketin tek nedeni yoktur, zincirleme nedenleri var. Kamu yönetimlerinin uygulamalarının her aşamasında hatalar dillendirilmeli, yanlışların üstü örtülmemeli, halının altına süpürülmemelidir. Bu aşamada da; özgür basına, güçlü ve etkili muhalefete, eleştirel topluma ve konuşan ‘’TÜRKİYE’’ ye ihtiyaç var. Kamu yönetimi için en olumsuz istem; sessiz- suskun toplumdur.
İyi bir hayat mümkün
Aşağıdan gelen sesi, düşünceyi dinlemek; hayatı güzelleştirir, yaşamı renklendirir.
Demokrasilerde basın, aydın, sivil toplum örgütleri suskunsa, ifade özgürlüğü yerini korkuya bırakmışsa ve özetle; toplum suskunsa kamu yönetimi ‘’DENETİMSİZ’’dir.
Unutmayalım ki; en güçlü, etkili denetim; kamuoyu denetimidir.
Bu bağlamda; canlı, diri, tepki veren kamuoyuna sahip olmayan toplumlar; demokrasiye ve özgürlüklere sahip çıkamazlar. Öte yandan; olumlu bir geleceği insan yaratır. Bunun için eğitim sistemimiz; çağdaş, bilimsel temelli ve eleştirel insan yetiştirmeye odaklanmalıdır.
Bilimin yerine ‘’HURAFE’’yi, renkli, mutlu yaşamın yerine ‘’METAFİZİK’’ i önceleyen eğitim sistemiyle ‘’AKLI HÜR, VİCDANI HÜR’’ insan yetiştirmek olası değildir.
Günümüzde kronikleşen ekonomik kriz ve derin bir yoksulluk ortamında yaşıyoruz. Tüm bu olumsuzluklara karşın ‘’İYİ BİR HAYAT MÜMKÜN’’ Bu bağlamda; iyi bir geleceği insan yaratır, bunun için eleştirel bir kafaya sahip insan yetiştirmek gerekir.
SONUÇ OLARAK
İnsan odaklı yönetim; kendini yönetmek için aklını, diğerlerini yönetmek için de aklını ve kalbini kullanmaktır.