İz Gazete’nin son beş yıldır küçük bir parçasıyım, ancak 8 yıl önce internet haberciliği ile başlayıp sonrasında günlük gazeteyi de içine alan bu medya yapılanmasının, nasıl zorlu koşullarda var olma mücadelesi verdiğinin, rakiplerini geçerek İzmir’de hatta ulusalda nasıl gündem belirleyen bir güce ulaştığının da yakın tanığıyım.
Elbette kolay olmadı!.. Peki, nasıl oldu derseniz; İz Gazete, kısa mesafe koşucusu değil, maraton koşan bir sporcu disipliniyle yol aldığı için engelleri aştı ve başarılarla dolu 8 yılı geride bıraktı.
Maraton koşmak uzun soluk ister, irade, kararlılık ama en önemlisi de sabır ister. İktidarın yandaş olmayan medya üzerine karabasan gibi çöktüğü şu yıllarda bağımsız özgür yayıncılık yaparak varlığını sürdürebilmek de ancak böyle mümkün olur.
Şöyle bir geriye bakıp ‘yıllar ne çabuk geçmiş’ diye düşünüyorum ama bir yandan da atlatılan badireleri, yaşanan fırtınaları, ‘yapamazlar, dayanamazlar, batarlar’ diyenleri hatırlıyorum. Kendi başarısızlıklarını kamufle etmek için İz Gazete’nin başarı öyküsünü küçümsemeye, baltalamaya çalışan kifayetsiz muhteris medyacıları da biliyorum.
Ve yine biliyorum ki, risk almadan başarı olmuyor; İz Gazete bunun en somut örneğidir. Türkiye gibi ülkelerde ‘yandaş olmayan’ yayın organlarını yaşatmak, oralarda gazetecilik yapmak yürek ister, ahlak ister, inanç ister!
İşte en büyük risk bu anlayışla yayıncılık ve gazetecilik yapmaktır. İz Gazete çalışanları, o bir avuç savaşçı ekip bu ruhla maraton koşucusu gibi çalışıyor ve önlerindeki yılların kilometre taşlarını döşüyorlar.
Yolları açık olsun, daha nice yıldönümleri kutlansın!