“Pazara gidiyorum, sokak sokak geziyor tek adam rejimi kaybetsin diye çalışma sürdürüyorum. Alanda çalışma sürdürürken karşılaştığım tek siyasi parti AKP. Yüz yüze, isim isim hedefleyerek çalışma sürdürüyorlar. İzmir gibi bi yerde kimse beni yanlış anlamasın ama sokakta muhalefeti göremiyorum” diyen arkadaşım ekliyor: CHP’de aday adayları kendi isminin yazılmasına göre seçim çalışmasına katılacak. Emek Özgürlük İttifakı baraj sorunu olmaması nedeniyle rahat hareket ediyor.

Böylesi tespitleri duyuyor, gözlemleyebiliyoruz. Millet ittifakı seçim kazanılmadan; bakanlık, müdürlük planları için kolları sıvamış durumda… Kendi aralarına kılıçlar her gün biraz daha bileniyor. Halkın kararına önem verilmediği için vekil olmanın yolu kulislerden, Ankara gezilerinden geçiyor. Üstüne üstlük “psikolojik üstünlük” deniliyor, “ekonominin çıkmazları” dayanak gösterilerek seçimlerin kazanılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Anketlerde Kılıçdaroğlu’nun önde olmasının rahatlığıyla, örneğin Kılıçdaroğlu Gönüllüleri dışında kimse sokak sokak çalışmıyor veya o atmosferi örgütlemiyor. Kararsız seçmen profilinin hızla değişen yapısı göz önünde bulundurulmadan, “artık bize verecekler” havası estiriliyor. 

Emek Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği ise halkın acil ihtiyaçlarını çözebilecek önemli mücadele birliklerinden. Üç dört ay önce bitmesi gereken tartışmalar farklı biçimlerde nüksediyor. Vekillik tartışmaları, TİP’in kendi logosuyla girme iradesi, EMEP’in ittifakın ihtiyaçlarına göre hareket etme hassasiyeti gibi gelişmeler devam ederken, ittifakı koruyacak sorumlu açıklamalar sadece genel başkanlar düzeyinde veya sınırlı bir çevrede yapılıyor. Geçtiğimiz seçimlere göre barajı rahatça aşacak olmanın verdiği rehavet Emek ve Özgürlük İttifakı’nda gözle görülüyor.

NE BEKLİYORUZ?


Elbette her parti tartışmasını sürdürecektir ancak bu durum seçimde sokağa inmenin önüne geçiyorsa durup düşünmek gerek… İşçiler, kadınlar, gençlerle öbek öbek sokağın nabzını tutan tartışmalar yapılmıyor onun yerine aday listelerinin belirlenmesi bekleniyorsa; A sosyalist hareketi, B sosyalist partiyle tartışmakla enerji tüketiyorsa sorun var. Tek adam rejimine konsolide olmuş işçi ve emekçiler içerisinde teşhir çalışması sürdürmek yerine, sosyal medyada ağıza alınmayacak ifadelerle tartışma sürdürülüyorsa da sorun var. Ne sosyalist bağımsız bir hattın kurulma ihtiyacı bu iki aylık süreçle sonuçlanacak bir tartışmadır ne de sosyalistleri “oyları bölen”, “ittifak içerisine nifak sokanlar” olarak gösteren tartışmalar ilerleticidir… 

Halkın acil sorunlarına çözüm için bir araya gelen bir ittifaktan ne mi bekliyoruz?

*İşçilerin, gençlerin, kadınların ve tüm ezilenlerin tam ortasında yaşamak, süreci birlikte örgütlemek, sokağı, fabrikaları bir an olsun boş bırakmamak.

*Tek adam rejimine karşı en geniş birlik için mücadele etmek, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini üyeleriyle birlikte sürece dahil etmek üzere adımlar atmak.

*Halkın talepler etrafında seçime katılması için halka giden değil, halkın sürece katıldığı hattı örgütlemek.

*İl, ilçe, mahalle, sokak sokak plan yaparak en başarılı sonucu almak üzere ittifakın zenginliğinden yararlanmak.

*Seçim sonrası mücadele birliği olarak kalıcı hale getirmek üzere yapılan her planı bir hedefe bağlamak. Esas mücadele hattının parlamento veya seçimlerle sınırlı olmayacağının bugünden anlatılması.

*Kürt halkının, “Biz mücadele ediyoruz Türk solcuları ekmeğini yiyor” söylemine, “Biz sosyalistler olmasa siz batıda bu kadar güç olamazdınız” gibi içinden çıkılması zor tartışmaların üzerine giderek, kitlelerin ruh halini anlamak, kaygılarını hızlıca gidermek. 

*Geniş halk kesimlerinde geleceksizlik, istikrarsızlık, başarısızlık gibi çekince ve korkuları görmek ve ona göre hareket etmek.

*Seçim öncesi ve sonrası tüm provokasyonlara karşı önlemler almak.

*Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında süren mücadelede Erdoğan’ın en ağır yenilgisi için çalışma sürdürmek.

*Emek, Özgürlük İttifakı’nın bugüne kadar alacağı en büyük oyu alması, parlamentoda en yüksek vekillikle temsilinin sağlanması için mücadele etmek.