Ortalık süt liman… CHP’de ilçe kongreleri rutin sürecinde yürüyor, partililerin dikkatleri daha ziyade iç yarışa çevrilmiş durumda. Sanki İzmir gibi bir kentin önemli ilçelerinden birinde, belediye başkanı hapse atılmamış, kayyum atanmamış gibi!..
CHP, kendisine yapılanı da sanki HDP’li belediye başkanına yapılmış edasıyla ‘olağan’ karşılıyor. Birkaç kısa açıklama, belediye binası önünde sembolik üç beş dakikalık konuşma ve bu kadar.
Bu ‘kabulleniş’ nereye kadar gidecek, merak ediyorum. İstanbul, Ankara’yı geçtim, bunlar pervasızca CHP Genel Başkanlığına bile kayyum atamaya cüret edebilirler!.. Ne yapacaklar, olmayan ‘yargı’nın karar vermesini mi bekleyecekler?..
Oysa muhalefetin sesini yükseltmesi, doğru politikalarla halkı yanına katıp götüreceği öyle şeyler yaşanıyor, AKP Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alacak öyle tehlikeli adımlar atıyor ki!..
Libya’daki iç savaşa taraf olup bir tarafa asker yardımı yapılması mı, sadece İstanbul’u değil ülkeyi tehdit edecek Kanal saçmalığı mı, İdlip’ten sınırımıza gelen çoğunluğu Işid’li olduğu söylenen on binler mi…Ekonomiyi, işsizliği, eğitim sağlık rezaletlerini mi?.. Say sayabildiğini…
Muhalefet ise kendisine kurulan yeni bir kumpasın peşine takılmış, Sinan Aygün ile belediyedeki iş takipçisi kardeşinin tuzaklarından kendisini kurtarmaya çalışıyor. Önce, bunları CHP ye kimler almış aday yapmış onlara baksınlar!..
Bu kabulleniş nereye kadar?
Muhalefet cenahında ne yazık ki genel bir ‘kabulleniş’ var. AKP gündeminin peşine takılıp gitmekle muhalefet bu kadar oluyor işte.
Oysa görünen gündemin ötesinde sessiz ve derinden ‘şeriat’ adımları atılıyor ki en tehlikelisi bu gibi görünüyor.
Sosyal medya, yandaş kanallar şeriat söylemleri ile yıkılıyor. Artık laiklik karşıtlığı her platformda rahatlıkla söylenebiliyor, Anayasa’yı takan yok!.. ‘Hayatı dinimize göre yaşamamız lazım’ diyen bir cumhurbaşkanı var bu ülkede, ötesi var mı!
Türkiye, laiklik için şehit vermiş bir ülke, her sene 23 Aralık’ta Menemen’de çoğunluğu İzmir’den giden katılımcılarla Asteğmen Kubilay ile iki yiğit bekçiyi anıyor, yürüyüş yapıyoruz.
Laiklik bu bugün 1930’lu yıllara göre daha büyük tehdit altında. O halde, Kubilay’ı anma ve laik düzeni savunmak niye sadece Menemen sokaklarında yapılıyor, ülkede yaygınlaşamıyor?!..
Muhalefetin, AKP politikalarının peşine takılmaktan vazgeçip Adalet yürüyüşü gibi, laiklik eylemleri yapmasını beklemek çok mu şey istemek olur acaba?