Ormanlarımız fırsat bu fırsat yakılıyor. Öyle ya küresel ısınma var, havalar mevsim normallerinin üzerinde sıcak!

Sabotajcı olduğu ileri sürülen zanlılar gözaltına alınıyorlar.

Yakılan ormanları gezdim. Yangın söndürme ekipleri yangın alanlarını terk etmemişler. Çok yorgun olmalarına rağmen hazırda bekliyorlar ve soğutma çalışmalarına devam ediyorlar. Tüm yangın söndürme araçları da öyle hazır vaziyetteler.

Orman kararmış. Yaşam tükenmiş. Ne acılar yaşadılar orman canlıları ağaçlarıyla hayvanlarıyla kim bilir?

Ekosistem yıkılıyor elbette. Orman ekosistemi, hava, sularımız olumsuz etkileniyorlar. Acısını çok çekeceğiz.

Sevinenler de var elbette. Kimler olduğunu yatırımlarını yaptıklarında öğreneceğiz.

Ormanlar yangınlarla vasıflarını kaybetmezler. Doğal yangınlarla kendilerini yenilerler ve gençleştirirler, çoğaltırlar. Bu bilindiği için 1960 Anayasa’mızda ormanlar yansalar bile orman olarak korunurlardı. Başka hiçbir amaçla kullanılamazdı yangın alanları. Orman yakmak da çok ağır şekilde cezalandırılır ve çıkartılan aflardan bu suçu işleyenler asla yararlanamazlardı.

Anayasa’dan bu hüküm kaldırıldı ve yanan ormanlık alanlar turizm yatırımları başta olmak üzere çeşitli yatırımlara açıldı.

Sermaye içindi elbette bu değişim. İşte sermaye de gereğini yapıyor!

Utanmazlıkları öyle boyutlara vardı ki, yanan orman için üzüldüklerini ama yerine daha yeşil bir otel yapacaklarını söyleyenler bile var!

Cesaretlerini iktidardan ve onun uygulamalarından alıyorlar.

Bu gidişe derhal son verilmeli ve Anayasa’ya mutlaka yanan ormanların asla bir başka amaçla kullanılamayacağı ve tekrar orman niteliğine kavuşması için gerekli tüm bilimsel ve teknik çalışmaların yapılmasının zorunlu olduğu hükmü eklenmelidir.

Bakın o zaman orman yangınları nasıl da doğal miktara dönüyor!