Yılmaz Erdoğan yıllar sonra bir diziyle televizyona geri dönüyor.

Senaryosunu kendi yazdığı başrolde kendi oynadığı bir diziyle. Yönetmenliğini kendi yapmak istemedi, ilk iki bölüm hariç…
*
Dizinin tanıtımları döndüğü anda Hazar Ergüçlü‘ün Ankara pavyonlarından kopya dansı olay oldu. Gündeme bomba gibi düştü.
Öyle bir düşmek ki kadınlar o dansın dersini almak istedi…

Tekstil sektörü Hazar Ergüçlü‘ün o elbisesini satmaya başladı.
Öyle bir delilik…
*
Pavyon dediğin çok neşeli çok eğlenceli bir ortammış, orada herkes çok mutluymuş gibi…
Pavyon dediğin zaman Ankara bu işin kralıdır eyvallah ama İzmir de fena değildir hani
İzmir’de doğmuş büyümüş ve bütün hayatını bu şehirde geçirmiş biri olarak sadece pavyonla ilgili tek bir deneyimim oldu.
Şöyle söyleyeyim olmaz olaydı…
Orada nasıl, neden eğlenilir anlayabilmiş değilim.
Dediğim gibi sadece bir kez gittim ve benim için kâbus gibi bir ortamdı.
Erkeklerin bir kadın sohbetine daha doğrusu ‘neşeli bir kadın sohbetine’ muhtaç olduğu zavallı bir ortam…
*
Sonra bir kaç yıl önce BluTV‘de bir pavyon belgeseli yayınlandı.
İzleyince bir kadın olarak iyice canım sıkıldı
Orada çalışan bir hemcinsim şahane bir tespitte bulunmuştu. Dedi ki “Bize gelen her adam sen buraya nasıl düştün diye soruyor. Ben de onların gözüne bakıp gülüyorum ve diyorum ki asıl sen nasıl düştün? Çünkü ben senin paranı alıyorum! Haydi şimdi söyle bana, asıl sen buraya nasıl düştün?”
*
Malum dizinin tanıtımlarından sonra bir pavyon güzellemesi başladı.
Kadınlar Hazar Ergüçlü’nün dansını yani pavyon dansını öğrenmeye çalıştı.
Gülerek neşe içinde…
 Ergüçlü’nün üzerindeki elbise satışa sunuldu, çok da rağbet gördü.
*
Oysa pavyon dediğin bir pazardır.
Kadın cilvesi, kadın işvesi, kadın neşesi, sohbeti satılıktır.
Kadın tüm bunları istediği için değil para karşılığı mecbur olduğu için erkeğe satar.
Erkek ırkının en zavallı en düşmüş halidir o ışıklar altı…
Kadının mecburudur.
Asıl düşmüş adamdır.
Kadın, o adamın hiç merak etmediği hikayesini dinlerken yüzüne sıçrayan tükürüklere isyan eder.
*
Bana inanın ki sabahın ilk saatlerinde çakmak çaksan alev alacak dağılmış saçlar, ağzına burnuna akmış makyaj, üzerinde zor durduğun topuklularla ne zaman terk etmek zorunda kalacağın bir eve dönmek o izlediğiniz dizi karesi gibi hiç zevkli değil…
*
Pavyon dediğin, kadın çaresizliğinin erkeğin en pespaye eğlence zannına yem edilen, yenileni belli utanç panayırıdır.