‘Tarkovsky’nin filmlerinde uçuşan incecik perdeler vardır. Soğuk esintisi etkisini yaratır. Prokofiyef’in üçüncü konçertosunun ikinci bölümünde bir yerde “freddo” yazar. Donuk, üşümüş çalacaksın anlamında. İşte, orada Tarkovsky’nin esintisini duyarım” diyor İdil Biret. Tarkovsky’nin filmlerinde kullandığı sinema dili ile besteci Prokofiev’in 3. Konçertosu’nda geçen bir pasaj arasında kurduğu şiirsel anlatım onun çok iyi bir müzisyen olmasının yanı sıra aynı zamanda çok iyi bir sinema izleyicisi olduğunu da gösteriyor. Devlet Sanatçısı piyanist İdil Biret müzik dışında sinema gibi diğer sanat dallarıyla da yakından ilgilenen çok yönlü bir entelektüel. “Harika çocuk” olarak tanınan İdil Biret piyanoya 2 yaşında başladı. 5 yaşına geldiğinde olağanüstü müzik kulağıyla ve duyduğu her parçayı anında eksiksiz olarak piyanoya aktarabilme yeteneğiyle dikkat çekti. Sanatçı ilk derslerini Mithat Fenmen’den aldı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün talimatı ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ilgisiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden kendi adına çıkarılan özel yasayla yedi yaşında ailesiyle birlikte Fransa’ya gönderildi. Paris Konservatuarı'nda Nadia Boulanger'nin öğrencisi oldu. Nadia Boulanger’den piyano, eşlikçilik ve oda müziği konuları üzerine eğitim aldı. Wilhelm Kempff ile yaptığı çalışmalar ile yorumunu geliştirdi ve Alfred Cortot ile çalışma fırsatı buldu. Küçük yaşta Kempff’in hayranlığını kazanan Biret, 11 yaşında iken onunla Paris’te Mozart’ın İki Piyano için Konçertosu’nu çaldı. 15 yaşında Paris Ulusal Konservatuarı’nı Yüksek Piyano, Eşlikçilik ve Oda Müziği dallarında birinci olarak bitirdi. Son 60 yıl içinde beş kıtada verdiği sayısız konserlerde, dünyanın önde gelen orkestralarıyla ve orkestra şefleriyle birlikte çaldı. Birinci İstanbul Festivali kapsamında Yahudi Menuhin ile birlikte Bethoveen piyano ve keman sonatlarını seslendirdi. 1986 Montpellier Festivalinde, dünyada ilk defa olarak, bestecinin senfonilerinin Liszt tarafından yapılan piyano uyarlamalarının tamamını, dört konserde seslendirdi. Sayısız başarılara imza atan sanatçı çok yönlü kimliğiyle ön plana çıkıyor. Olağanüstü bir piyanist olmasının yanı sıra katıldığı ustalık sınıflarında öğrencileriyle deneyimlerini paylaşıyor. Müzik yazarı olarak gözlemlerini yazıya aktararak müzik dünyasına çok değerli belgeler bırakıyor. Katıldığı müzik yarışmalarında jüri üyesi olarak gençleri yönlendiriyor ve müzik kariyerleri konusunda onları yüreklendiriyor.
21 Kasım’da 79. yaş gününü kutlayan sanatçı olağanüstü hafızası, mükemmel tekniği, olağanüstü yorumlama gücüyle tanınıyor ve dünyanın en geniş repertuarlı piyanisti olarak biliniyor. İdil Biret bugüne kadar yaptığı 70’in üzerindeki müzik kaydıyla, bütün dünyada en çok sevilen ve aranan yorumcularından biri olma özelliğine sahip. Sanatçı her gün sürekli ve düzenli olarak çalıştığını söylüyor ve piyanoda yakaladığı mükemmel üslubu şöyle açıklıyor. “Ben hiç bir zaman hiç bir eseri tam olarak çaldığımıza inanmıyorum. Çünkü her şeyin yazılı olduğu gibi bütün detaylarıyla seslendirdiğimizi düşünmüyorum. Senelerden beri her gün piyano çalıyorum, her seferinde bir şey kaçırmış olduğumu fark ediyorum. Bunun sonu gelmiyor. Her yeni çalışımda, başka türlü güçlüklerle karşılaştığım için hiç bir zaman memnun olamıyorum. Mesela, eserde bir bölümü çalarken sonuç iyi çıkıyor ama bu sefer başka bir şey iyi çıkmıyor. O zaman dehşetli kızıyorum. O an kafamda yer alan bir imaj var. Onu yakalamayı istiyorum. Bu imaj, yıllar boyunca çaldığım bir eserin çalmadan önce kafamda oluşan bütünü oluyor.” İdil Biret’i daha uzun yıllar boyunca, vereceği yeni konserlerde dinlemek dileğiyle, piyanoyla geçecek nice güzel yıllar diliyoruz...