Uyuyamıyorum, bir türlü uyuyamıyorum. Biz nasıl bir ülke haline geldik böyle? Sen bir çocuğa tecavüz edeceksin, devlette sana diyecek ki, "Evlen, seni affedeyim.” Eğer tecavüz edilenin kendi rızası olursa evlenmeye...
Liselerdeki çocuklarımız derste yazı yazarken “Renkli kalem kullanalım mı?” veya yazılıda “Hangi sorudan başlayalım?” diye sorarken, daha ergenliğe bile girmemiş bir çocuğun rızasını sen nasıl ararsın?
Hadi diyelim tecavüz edilen bir kadın. Yine de sen o kadını toplumsal baskı nedeniyle evlenme rızası gösterdiği tecavüzcüsüne nasıl ömür boyu mahkum edersin?
Yetmedi daha defalarca yapsın diye mi?
Senin o çocuğu, o kadını daha koruman gerekirken, nasıl ateşe atarsın?
İdam isteyenler, sanıyor musunuz ki o idamlar tecavüzcüye uygulanacak?
Ne yapalım?
Ne yapmamızı istiyorsunuz?
Kendi cezamızı kendimiz mi verelim artık?
Nevin Yıldırım gibi tecavüz edenin kafasını mı gezdirelim sokaklarda?
Yoksa elimize baltaları mı alalım Baltalı Hano gibi?
Bu mudur?
Arkadaş diyor “Gitmek lazım artık bu ülkeden!” Nereye gidiyoruz?
Kime bırakıp gidiyoruz?
Bu memleket bizim değil mi?
Soruyorum bu kararı alanlara; Buradaki amaç nedir?
Bozulan huzuru daha da yok etmek mi?
Umutlarımızı sıfırlamak mı?
Bu düşmanlık, bu kin, bu nefret niye?
Neden kadınlardan bu kadar nefret ediliyor?
Elma yedirtti diye mi?
Soruları daha da iğrençleştireyim mi?
Bu soruları sormak bile ne zor bizim için, var mı bunu tartabilecek vicdan siz de?
Tecavüz edilen bir erkek çocuğu ise sonuç ne olacak?
Birden fazla kişi aynı olayda suçlu ise ne olacak?
Neden bizi bu soruları sorma ıstırabını yaşatıyorsunuz?
Biz evet çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?
Sorular cevap arayanlar için vardır.*
Bizim cevabımız net. Nazım’ın da dediği gibi
“Bu Memleket Bizim
Dört nala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yasamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim
*Bugün Dünya Felsefe Günü yani soru sorma günü. Soralım...