Kibir, herkese üstten bakış, alt yapısız özgüven ve bedeninin her deliğinden fışkıran egoya sahip, güç gösterisi yapmaya bayılan ‘tek adam’lar tarafından yönetilen ülkelerin, dünyanın başına ne çoraplar örebileceğinin son örneğini yaşıyor, izliyoruz.
Ülkesini 22 yıldır ‘demir yumruk’la yönetiyor Putin. Muhalefet yok, yapmaya çalışan bir bakıyorsunuz ‘buharlaşıyor’… Ama petrolü, doğal gazı vb. zenginlikler ekonomiyi görece diri tutuyor. En büyük hayali ‘yayılmacılık’…Ne var ki eskisi kadar kolay değil bu işler!.. Şam’da Emevi Camiinde namaz kılmayı hayal eden de vardı, sonuç ortada!
Putin’in de ‘üç beş günde kaçırtırım’ diye düşündüğü, eski komedyen diye aşağılanan Zelensky çetin ceviz çıktı. Ülkesi Ukrayna halkı arkasında; daha önemlisi, tüm dünya destekçisi.
Gerçi Batı dünyasının iki yüzlülüğü, kaçak güreşmesi yine kendini gösterdi ama ekonomik yaptırımlar hiç de hafife alınacak gibi değil, umudum; kibir abidesi Putin’in bu öngörüsüz harekât kararının kendi sonunu getirmesi!..
Öte yandan her savaş gibi, ‘çıkarlar’ üzerine kurgulanan bu savaş da çok kirli!.. Ayrıca başta ABD hem Batı ülkeleri hem Rusya için şunu söyleyebiliriz; ‘Tencere dibin kara, seninki benden kara’… ABD’nin Irak ve Libya’ya asker göndermesi, bütün batı ülkelerinin desteği, Afganistan’da yaşananlar…Bu ülke halklarının yaşadığı perişanlık; dünya için pek önem taşımamıştı!.. Kimse, Bağdat bombalanırken 3. Dünya Savaşı olasılığından söz etmemişti!.. Keza, 1992-95 yılları arasında Bosna savaşı olarak bilinen ve Sırpların Boşnaklar’a uyguladığı soykırım da Avrupa’nın göbeğinde yaşanmıştı. Bu da seyirci kalınan bir başka savaştı!.. Kimsenin şimdi kalkıp, ‘insan hakları, demokrasi..’ söylevi çekecek yüzü yok, yüzlerin hepsi kapkara!.. Bugün de ne saldırgan taraf ne de kınama ve yaptırım kuyruğuna giren Batılı ülkeler…hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık değil!.. Sonuç olarak savaş, çıkarlar için yapılan ama eziyeti halkların çektiği insanlık tarihinin en kirli en acımasız eylemlerinden biri.
Ortadoğu’da yaşananlarda olduğu gibi, Rusya-Ukrayna savaşında da Türkiye olayın göbeğinde. Hem coğrafi olarak yakınlığı hem de her iki ülke ile yakın ticari ilişkisi var. Bir yanda Ukrayna ve onunla birlikte hareket eden batı ülkelerinin ‘tavır al’ baskısı, diğer tarafta fazlasıyla entegre olduğu Rusya ve Putin!.. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu… Çok dikkatli yönetilmesi gereken bir süreç, savaş sona erdiğinde iki tarafın da ‘dışlamadığı’ bir pozisyonu almak önemli. Endişem, sonuçta ‘ne İsa’ya ne Musa’ya yaranamadı’ durumuna düşmek!.. Zaten yıkıma uğramış ekonomi bir de bu savaşın etkileriyle iyice dibe vurabilir. Dış politikası başından beri hatalı ve kötü sonuçlar vermiş bir iktidardan nasıl bir omurgalı duruş beklenir bilinmez ama biz ‘barış’ diyoruz, Atatürk’ün yıllar önce söylediği gibi ‘Yurtta barış, dünyada barış’ istiyoruz.