2018 seçimleri için belki bu kadar umutlu değildik ama bu iktidarın ve tek adam rejiminin son bulması için milyonlarca seçmen olarak var gücümüzle sandığa abandık, meydanları doldurduk, yazdık konuştuk!.. Galibiyete giden yolda ne kadar fazla oyu sandıktan çıkarırsak, makası azaltırsak, bu iktidara ‘sandığın kadar güçlü değilsin’ mesajı verirsek o kadar iyi diye düşündük.
O nedenle Muharrem İnce’yi destekledik, İzmir mitinginde milyonlar olarak meydanları doldurduk!.. Ne oldu, seçim gecesi hepimiz yüreğimiz ağzımızda sonuçları izlerken, adaydan moral veren bir konuşma beklerken, ‘adam kazandı’ dedi ve ortalıktan yok oldu!.. Sonra da partisini suçladı, istifa etti. Kendi partisini kurdu ve bugün 2018’de aldığı oyun da üzerine çıkacağı, Cumhurbaşkanı seçileceği iddiasıyla tekrar adaylık sahnesinde!..
O günden bu güne köprünün altından çok su aktı; ülke beş yıl öncesine oranla çok daha bitik, yıkılmış durumda; kör karanlığa sürüklenmekte. Egolar, hırslar, hesaplaşmalar bu kader seçiminin bir parçası olamaz, olmamalı. Ne var ki Muharrem İnce tek adamın değirmenine su taşımayı kararlı şekilde sürdürüp, adaylıkta ısrar ediyor. AKP örgütleri, yüz bin imza için seferber ediliyor ve bu gerçek bile İnce’yi hiç rahatsız etmiyor.
Amacı ve hedefi adeta 14 Mayıs akşamı yine ‘adam kazandı’ demekmiş gibi davranıyor. Tarihe, bu seçimi riske atmak ve mevcut düzenin sürdürülmesi için figüranlık yapan bir siyasi figür olarak mı geçmek istiyor, ne acı!..
Yüzde onun üzerinde oyu olan HDP bile aday çıkarmıyor, Kılıçdaroğlu’nu destekleyecekler! Bu karar, seçim sonuçlarını tabii çok etkileyecek; muhtemelen ilk turda kazanmasını sağlayacak önemli gelişme ama İnce hâlâ kazanmak için değil, Kılıçdaroğlu’na seçim kaybettirmek için çabalıyor.
Tabii 14 Mayıs, milletvekili seçimleri açısından da büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanlığını almak yetmez, parlamentoda çoğunluğu almak da bir o kadar önemli. Aday adayları başvurularını tamamlıyor, çok ama çok isim var duyuyoruz, biliyoruz. İttifakların olacağını ve CHP listesine muhtemelen Deva veya Gelecek partili isim/ler gireceğini düşünürsek bu yüzlerce başvurunun listelerde olma şansı ne olabilir ki? Acaba ‘Beni görün, fark edin, yerel seçimlerde bir meclis üyeliği olsa da olur’ yaklaşımı ya da bu aday adaylığını bulundukları çevrelerde itibar, iş, güç devşirmek için kullanmak mı? Geçmişte gördük bunları. Ama şu bir gerçek CHP’nin İzmir listeleri belli olduğunda çok tartılacak, çok konuşulacak.