Kovid-19 krizi halk sağlığı açısından doğru yönetilebiliyor mu? Nasıl bir politika izleniyor?
Bence yönetilemiyor. Bilim Kurulu’nun halk sağlığı için yapmış olduğu önerilerini Sağlık Bakanı açık seçik söyleyemiyor. Tek söz sahibi de bilimcilerin önerilerine değil sermaye kesiminin isteklerine uygun kararlar veriyor. Bilim Kurullarına, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan temsilci katılmasını istiyorlar. Bu arada karantina; sokağa çıkmada yaş kısıtlamaları gibi önlemler sırasında, madencilerin talan ve yağmaları fırsattan istifade el çabukluğu marifetiyle devam ediyor.
Sermayenin çıkarı peşindeler! Aldıkları kararlarla kimlerin yüzünü güldürdüklerini açık seçik söyleyebiliyorlar. TOBB Başkanı’nın yüzü gülmez mi hiç? Emekçi kesiminin can güvenliği ve bunların taşıyıcı olabilecekleri göz ardı ediliyor. Emek kesiminin işlerinde can güvenliklerinin ve sağlıklarının bir önemi zaten yok; iş cinayetlerinde Avrupa birincisiyiz.
Hâlâ sermayenin daha da canavarlaşması, büyümesi politikalarındalar. Oysa doğa uyarıyor: “Ekolojik yıkım insanlığın yok oluşudur! Doğada her şey olması gereken yerde ve olması gerektiği gibidir. Bu düzeni bozma. Yoksa yeni dengelerle türünü yok eder, yoluma senin türün olmaksızın devam ederim. Bak bir virüsümle neler yapabiliyorum!”
Verileri izliyorsunuz, buzulların erimesi durduğu gibi kütlelerinde artış da saptandı bu kısacık sürede. Hava kirliliğindeki azalma da gözle görülür şekildedir.
Hiçbir ülke gıda maddelerinde dışsatıma izin vermiyor. Tohumundan ürününe kadar gıda da ülkeyi dışalımlara mahkûm ettiler. En verimli ovalarımıza bakın sanayileştirilmeye açılmış! Çukurova, Ergene, Bursa, Kemalpaşa, Torbalı, Menemen, Aliağa, Söke... Sayın sayabildiğiniz kadar ovalarımızı! Adapazarı Ovası’nda patates yerine otomobil fabrikasının daha gerekli olduğunu söyleyenler, şimdi halka arabalarını mı yedirecekler?
Devletin ekonomik kaynakları kimin için ise toprakları da onlar için kullanıldı; peşkeş çekildi, talan edildi, yağmalandı.
Anayasalar, yasalar, Kanun Hükmünde Kararnameler yapıyorlar ve yönettiklerini sanıyorlar.
Oysa son sözü doğal yasalar sözler!