Atatürk’ü unutturmak, eserlerini yok etmek, yaptıklarını önemsizleştirmek için on yıllarca hem içeriden hem dışarıdan çalışma yapılıyor. Genelde munis yani yumuşak huylu görünen Türk insanı bu çabaları görmezden geldi, ancak giderek İslam’ı Araplaştırma ve günlük yaşamı da kendi İslam anlayışına uydurmaya çalışanlara karşı bir tepki oluştu. Çalıştığım ve gezdiğim tüm Arap ülkelerinde yönetim şekli İslami ancak hepsi de birbirinden farklı. Farklılık liderlerin ülkeyi yönetim anlayışı ile şekilleniyor.
30 Ağustos 1922. Büyük Taarruz. Türkiye’yi işgal eden devletlerin Sakarya’dan İzmir’e doğru süpürülmesinin başlangıcı. 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim, 10 Kasım ve Amasya Tamimi, Sivas Kongresi, Lozan Antlaşması ve daha neler neler… Türkiye Cumhuriyeti’ni oya gibi işleyerek dünya devletlerinin saygı gösterdiği bir ülke durumuna getiren Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve elbisesi olmadan inancıyla savaşan bir halk… Bugün onlar var olduğu ve bizim için öldükleri için özgürüz… Bu özgürlüğü bize yaşatanları ne milletin gönlünden silebilirler ne de onları anmamıza engel olabilirler.
Kurtuluşu kuşkusuz tüm Anadolu halkı yüreğinde hissediyor, fakat İzmirlilerin coşkusu biraz daha yüksek dozda… Şimdi sözü bazı İzmirlilere bırakayım:
İzmir Barosu: “Milyonlarca lise öğrencisini kapalı sınıflarda üniversite sınavına sokan, sermaye her şeyden önemlidir diyerek işçileri, memurları çalıştırıp AVM'leri açan; tatil beldelerinde oluşan kalabalıkta, 15 Temmuz kutlamalarında, Ayasofya'nın cami olarak açılışında on binlerce insanın bir araya gelmesine hiçbir tedbir almayan siyasal iktidar, konu 30 Ağustos Zafer Bayramı olunca bir anda pandemiyi hatırlamış ve ülke çapında yapılacak kutlamaları yasaklamıştır.
Buradan açıklıyoruz, 30 Ağustos günü tüm gerekli sağlık önlemlerini alarak Baromuz üyesi avukatlarla birlikte İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda olacak ve 30 Ağustos zaferinin taçlandığı şehrimizde milli mücadelemizin zafer kutlamasının halkımızdan kaçırılmasına izin vermeyeceğiz.”
Konak Kent Konseyi ve Ege Kent Konseyleri Birliği: 30 Ağustos'un önemsizleştirilmesine müsaade etmeyeceğiz. 30 Ağustos’ta Cumhuriyet Meydanı’nda bulunacağız.
İzmir Milletvekili Mahir Polat: Malazgirt, Ayasofya, 15 Temmuz gibi iktidarın organize ettiği birçok etkinliğin kolayca yapılabilmesine karşın, Zafer Bayramı'na yasaklar uygulanmasında pandemi sadece bahane! 30 Ağustos sadece bir meydan muharebesinin zafer kutlaması değil, bir ulusun emperyalist güçlere boyun eğmemesi ve topraklarından söküp atarak özgürlüğüne kavuşma hikâyesidir.
Dostum Prof. Ercan Kızılay sosyal medyadan seslendi:
“ALNINI KARIŞLARIM… Ben, Çanakkale şehidi Kara Kerim'in torunu;
Ben, ilkini 1926’da, Cumhuriyetimizin iç düşmanlarına (gerici kalkışmalara), ikincisini 1939’da dış düşmanlara (Alman Nazilerine) karşı iki kez silah altına alınan köylü Mustafa Kızılay'ın oğlu; Ben, 1967-1969 yıllarında, 44 askerimle dağ başında (Rus sınırında) Türkiye'yi bekleyen bir mühendis (profesör) olarak; 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı bana yasaklayacakların alnını karışlarım!”
Peki, siz ne düşünürsünüz, ne yaparsınız? Unutmayın! Yalnız değilsiniz…