Artık iyice emin oluyorum ki 22 yıldır iş başında olan bu iktidarın amacı, kendilerinden sonra eğer bir iktidar gelecekse, onlara yönetilemez, düze çıkartılamaz, onarılamaz bir ülke bırakmak!..Yerel seçim yenilgisinden sonra sırada iktidarı kaybetme olduğunu iktidar da görüyor. O yüzden ne yapıyorlar; vergi paketi vs gibi sözde ‘devletin gelirlerini artırıcı kararlar’ alıyor gibi görünüp; aslında halkın zaten bozulmuş ayarlarıyla iyice oynuyorlar.
Bunda da maksat farklı, birincisi toplumun psikolojisini iyice alt üst edip, mutsuzluk, umutsuzluk, beklentisizlik duygusunu körüklemek. İsteniyor ki, toplumun geniş kesimi artık siyasetten ve muhalefetten de umudunu kessin… ’Kim gelse bu enkazı kaldıramaz’ duygusu halkta yer etsin!.. Böylece ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte toplumsal çöküş de gerçekleşsin ki; muhalefetin bu çöküşü tekrar umuda çevirme imkanı iyice azalsın…
İkinci amaç halkı iyice yoksullaştırmak ve devletin sosyal yardımına daha fazla aileyi muhtaç bırakmak. Bu, ellerindeki en önemli koz. Zira bunca yıldır devlet yardımını iktidar kendisi veriyor izlenimi yaratmayı başardı. Yoksulu, eğitimsizi, kaybedecek hiçbir değeri olmayanı, din istismarıyla soslayarak yönetmek her zaman baskıcı, faşist, kötü amaçlı iktidarlar için en kolay yol olmuştur.
Bu iktidar iş başına geldiğinde paranın alım gücüyle bugün alım gücü arasındaki derin uçurum her gün yazılıyor, söyleniyor. Nasıl yoksullaştığımız, eskiden orta gelir grubu olan geniş kesimin artık yoksulluk ve açlık sınırında olduğunu bilmiyorlar mı; biliyorlar elbette!.. Enflasyonun sebebinin sadece kendi politikaları olduğunu bilmiyorlar mı, biliyorlar!..
Ama bence bilerek isteyerek bu hale getirildi bu ülke. Bir ülke aynı iktidar döneminde her alanda bu kadar geriye gider mi, özel bir çaba gösterilmese bu mümkün mü? İktidarı süresince halkını bu kadar yoksullaştıran bir iktidarın iyi niyetinden söz edilebilir mi? Edilemez ve işte bu nedenle bile isteye işletilen bir süreçten söz ediyoruz.
Ülkenin satılmayan değeri kalmamış, tarım bitirilmiş, gıda ithalata mahkûm edilmiş, işsizlik sayısı artık bilinemiyor, işsiz vatandaş devletin iş bulma kurumuna başvuru bile yapmıyor! Eğitim din eğitimine dönüşmüş, sağlık ‘paran yoksa öl’ noktasına gelmiş; yargıya güven dibe vurmuş!..
Soru şu, kim gelirse bunu düzeltebilir, daha doğrusu düzeltebilir mi? Ülkesini seven halkın yanında yer alan ve liyakatli kadrolarla elbette bir şeyler düzelir ama iktidar ‘kim gelirse gelsin düzeltemesin’ mantığıyla çökmüş bir ülke devretme niyetinde gibi görünüyor.
Kuryenin bahşişine göz diken, bundan bir ekonomik kazanç sağlamaya çalışan bu sistem bitmiştir, çökmüştür; düze çıkması çok zordur. CHP’nin bu enkazı alma konusunda top çevirmeden, kadroları ve politikalarıyla son derece hazırlık olarak istekli olması ve halkı ikna etmesi gerekiyor. Zira, gerçekten istekliler mi, çok da emin değilim!..