Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İbn Haldun Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde, “Milli bir maarif bilinciyle kendi eğitimi modelimizi üretmenin vakti geldi” açıklamasında bulundu.
“Milli bir eğitim” içeriği olacağını işaret eden Yusuf Tekin’in açıklamasının olduğu günlerde, Mersin Anadolu İmam Hatip Lisesinde Fatih İlim ve Yardımlaşma Derneği tarafından ‘Mevlid-i Şerif’ etkinliği düzenlendi. ‘Peygamber torunu’ olarak da tanıtılan Lübnan Seyyitler Cemiyeti Başkanı Şeyh Cemil Halim el-Hüseyni’nin konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Toroslar Belediyesi, Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Akdeniz Belediyesi, AKP’li Akdeniz Belediyesi Meclis üyeleri programa destek verenler olarak takdim edildi.
Etkinlik alanına lüks bir araçla gelen Şeyh Cemil Halim el Hüseyni’nin konuşma için kürsüye yürüdüğü sırada alandaki herkesin ayağa kalkması dikkat çekti. El Hüseyni konuşmasında “Bu ülkede güvenlik içerisinde yaşadığınız için şükredin. Cennet için çabalayın, halinize şükredin” açıklamasında bulundu. Çocukların söylediği ilahilerle süren etkinlik çeyrek altın, mutfak eşyaları, Kur’an-ı Kerim ve umre çekilişi ile sona erdi.
Bu etkinliği kapsayacak biçimde yeni anayasa tartışmaları da devam ettiriliyor. Neredeyse çeyrek asırdır iktidarda olan bir parti, mevcut değişikliklere rağmen anayasayı darbe anayasası olarak ifade ederek sivil anayasa yapacağını iddia ediyor, Milli Eğitim Bakanı ise, “Ülkemizin eğitim alanındaki değişim, dönüşüm hamleleri yakın zamanlara dek işin ya da daha doğru ifadesiyle sorunsalın esasına odaklı bir perspektif üzerinden yapılmadı. Ana motivasyonunu çoğunlukla konjonktürel talep ve ihtiyaçların oluşturduğu bu hamleler eğitim alanına şekli müdahaleler olarak yansıdı" diyor.
Yeni anayasa tartışmaları ve eğitim sisteminin köklü biçimde değişeceğine işaret eden bu iki tartışmanın aynı dönemde dile geliyor olması elbette tesadüf değildir. Toplumsal yaşamın yeniden üretimi ve sosyal yaşamın sürekliliğini sağlamanın en önemli aracı olan eğitime, ideolojik yönüyle birlikte sistemin yeniden üretimini sağlamak gibi bir işlev yüklenmiştir. “Beşeri sermaye” olarak ifade edilen insan kaynağının, ekonominin-kapitalizmin ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi arzusuyla inşa edilen eğitim sistemi, toplumun hangi ideolojik ve politik kodlarla ilerleyeceğini de belirleyen önemli araçlardandır. Ve bunun kurumsallaşacağı alan da Anayasa’dır.
“Çeyrek asırdır iktidarda olmalarına rağmen hala neyi inşa etmek istiyorlar, zaten başkanlık ile tüm yetki, karar sarayda” denilebilir. Mevcut rejimin varsa tökezleyen yanlarını gidererek anayasal güvence yaratmak, gerici ideolojik inşanın sürekliliğini ve yeniden üretimini garanti altına almak istiyorlar. En önemlisi de halkın geniş kesimlerini yönetebilmek üzere politik hegemonyasını devam ettirmek-sağlamlaştırmak üzere adım atıyorlar.
Yapılan hamleleri boşa çıkarmanın tek yolu; ekonomik, politik ve ideolojik olarak bu üç alanda istikrarlı, bağlantılarıyla birlikte geniş halk kesimlerinin manipüle edilmesini engelleyecek bir hat izlenmesi ile mümkündür. Ekonomik, politik ve ideolojik üç ayrı kavram olarak aktarılan bu alanlar birbiriyle sıkı ilişki içerisinde olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlantı doğru bir zeminde kurulduğu müddetçe iktidar ve aygıtlarının hegemonyası dağılacaktır.